64.7 F
Los Angeles
28 Mayıs 2023
AnasayfaAlaturka Online1 Trilyon Dolarlık Aday?!

1 Trilyon Dolarlık Aday?!

1 Milyon Dolarlik Aday - Hayrullah Mahmud

1 Trilyon Dolarlık Aday?! Hayrullah Mahmud yazdı. 1’nci derecede -nitelikli” istihbarat olmadan post modern harp’in final sahnesinde mesafe almak mümkün değil!

1 Trilyon Dolarlık Aday?!

Hürriyet 70 yaş’ında!

Konjonktür o kadar hızlı değişiyor ki, 70’nci yıl’da Aydın Doğan’ı değil de, Sedat Simavi’yi hatırladı gazete yönetimi.

Oysaki Aydın Doğan’ın patronaj’ındaki Hürriyet ile Sedat Simavi’nin patronaj’ındaki gazete arasında kuzey / güney kadar fark var.

Eksen kayması.

Kıbrıs için kampanya yapan Hürriyet’ten, Neo Sevr kapsamında tasfiye süreç’ine sokulan Türkiye’ye seyirci kalan, erkete’ye yatırılan mevkute.

BOP’un renkli demokrasi denemeleri kapsamında, 98 yaşındaki CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce!

İnce’nin dili, köklü CHP söyleminden ziyade, ‘Yeni CHP’nin dili, popüler kültür aromalı oryantalist.

ORYANTALİST SOL

Nitekim…

Şu sözler CHP’nin “Başkan adayı”na ait:

“Ben ulusalcı falan değilim. CHP’nin altı oku vardır. Bu altı okun içerisinde ulusalcılık yoktur eğer ulusalcılıktan kasıt milliyetçilik ise bunun adı ulusçuluk olmalıdır. Ben bu altı oka bağlı birisiyim. Ulusalcılık son yıllarda CHP’yi bölmek için kamplaştırmak için uydurulmuş bir şeydir. ”

Kaldı ki, Kılıçdaroğlu’nun, “Ilımlı İslam” ve/veya “Dersim” açılımı da parti’ye bir şey getirmedi ama Türkiye’den çok şey götürdü.

Real Politik: Neo 2. Dünya Savaşı, enerji bazlı nükleer fazlı.

Ve CHP’nin başında bir İnönü yok, Erdoğan’ın kopyası olmaya aday bir Cumhurbaşkanı profili ile 24 Haziran sandığı’na gidiliyor.

Baykal’ın adı seçmen listesinde dahi anılıyor, ne var ki yüzünü gören yok!

Neo Führer Trump.

Trump’ın şahin kadrosu, İran operasyonu’nu bir dantela gibi örmeye devam ediyor.

16 NİSAN & 24 HAZİRAN

Ki…

Bahçeli de Kılıçdaroğlu da, 24 Haziran sandığı’nın, 16 Nisan refarandum’unun devamı olduğunun farkında.

Yani?!

24 Haziran sandığı “Araf”!

“İran’la savaş” sözü kapsamında, Erdoğan’ın sırtına “Neo Enver” kaftanı giydiriliyor.

Bu halet-i ruhiye içinde gidilen ve her yönü ile tartışmalı seçim’de, Muharrem İnce’den beklenen popülist bir dil’le seçmeni heyecanlandırması.

“Erdoğan’ı zorlayan aday” profili çizmesi!

24 Haziran öncesinde başlayan “şaibe” iddiaları, 24 Haziran sonrasında “peak / zirve” yapar mı, yapar ise süreç hangi yön’e evrilir?!

Kaldı ki, iktidar’ı ile muhalefet’i ile ‘mevcut duruş’un ne Atatürk’le ne de İnönü ile alakası var.

BOP’un Türkiye’ye faturası ortada!

Yolsuzlukların hesap’ını sormaktan bahsedenlerin; ortalama 1 trilyon dolarlık maliyet’i gözardı etmemesi gerekiyor, nakit’in altın değerinde olduğu şu ortamda!

ABD’den Rusya’ya, Avrupa’dan Ortadoğu’ya, AB’ye yolsuzluk zirve yapmışken, hayalci olmadan ayakları yere basarak konuşmak gerekiyor.

Toplam borç rezervi artı savaş ortamındaki maliyet eşittir -yaklaşık- 1 trilyon dolar!

YENİ DÜNYA DÜZENİ

Nüans?!

Çalmışlar, yağmalamışlar demekle çözülecek bir sorun değil bu!

27 Mayıs’ta maaşlar ödenememişti, taşeron savaşçı Yunanistan’ın hali ortada!

Trump nasıl BOP’un faturasını hem Avrupa’nın hem de Ortadoğu’daki ülkelerin önüne koyuyor ise cek’le cak’la yürütülebilecek bir süreç değil bu!

Mustafa Kemal, çağ’ın ruhu’na hitap edip Türkiye Cumhuriyet’ini kurdu ama Osmanlı’dan kalan borç’ları da devraldı, 1970’li yıllara kadar o borç’lar peyderpey ödendi.

Milyar dolarlık adam sayısını üst üste koyup toplasan, toplam borç rezerv’i kapsamında cüce kalıyor.

Çalınan para, Türkiye’yi tefeci faizi ile borçlandıran yapı’nın tahsil ettiğinin yanında çerez parası.

Kaldı ki, hiçbir ittifak’ın HDP’yi içine almaması, bu sebep’ten HDP’nin yüzde 10 baraj’ının altında kalması…

Bahçeli’nin minik bir dirsek darbesi ile Akşener’in 100 bin imza iddiasını FETÖ ile ilişkilendirmesi…

24 Haziran sandığı’nın sonuç’una gölge düşürecek, sokakları hareketlendirecek bir başka hamle!

DESTABİLİZASYON

Bu bağlamda, “Türkiye, ‘İran’la savaş mecburiyet’inden kurtulabilir mi, ordu bunun karşısında durabilir mi?” sorusu yersiz!

Asker, uzayda yaşamıyor, Türkiye gerçekliği’nin içinde saklı!

Mustafa Kemal de o gerçekliğin içinden geçerek geldi.

Başkent’i işgal edilen bir ordu’nun yürüttüğü gayr-ı nizami harp kapsamında, Samsun’a çıktı, ‘Direniş’i örgütledi, gizli görev’de geçirdiği süre’den kaynaklı maaş alacaklarının hepsi defaaten kendisine ödendi, rütbeleri TBMM üzerinden kendisine iade edildi.

Albaylık’tan yek günde “Başkumandanlık”a, Müşir’liğe çıkmak mümkün değil, hayat’ın kendisi matematik.

Rauf Orbay, “Siyasi Hatıralar”ın 45’nci sayfasında şöyle der:

“Şurada şimdilik kısaca söyleyeyim ki, Enver fevkalade dürüst, efendi, namuslu bir adamdı. Hele her şeyin üstündeki vatanseverliğine toz kondurmak imkanı yoktur. Onun hakkındaki tek ittiham (suçlama) da memleketi umumi harbe sokmasıdır. Bence de itham da varit (geçerli) değildir. Zira biz umumi harbe girmemiş olsaydık, o zaman İngilizler’in müttefiği olan Ruslar, Türkiye’ye girerlerdi. Biz eğer harbe girmemiş olsaydık, Rusya’da Bolşeviklik inkılabı olmaz, Çarlık idaresi devam eder ve bu idare hele bir büyük harbin galibi olunca, öteden beri göz diktiği Boğazlar ve İstanbul’u mutlaka ele geçirmek yolunu tutarlardı. Öte yandan müttefikimiz olan Almanlar da para veriyorlar, top veriyorlar ve harbe girmemizi istiyorlardı.”

SAVAŞ MECBURİYETİ

Zira…

Büyük Resim’deki saflaşma kapsamında, bir adres dedi ki, “Barışın”, Güney / Kuzey Kore lider’leri biraraya geldi ve sulh oldular.

Büyük Resim’deki sert saflaşma kapsamında, bir adres diyor ki, İran’ın genleşen nüfuz alanı bölgede İsrail’i ve Batı’nın çıkarlarını tehdit ediyor.

“Bu adamı deliğe süpürmeyin İran operasyonunda kullanın” sözü kapsamında, 24 Haziran sandığı Bahçeli’nin eli ile Türkiye’nin gündem’inin merkez’ine oturtuldu.

2006’dan açık bırakılan hesap, 24 Haziran 2018 sandukası üzerinden kapatılıyor.

Mevcut siyasi kamplaşma’yı, iki parçaya bölünen Ukrayna real politik’i üzerinden okuyacak olursak, Erdoğan ŞİÖ üzerinden yüzde 50’nin baş’ında!

24 Haziran sandık sonuç’larından yek’i bu.

NATO’yu temsil eden yüzde 50’lik blok ise şimdilik baş’sız, Erdoğan için ciddi engel yok ama sandık sonuç’u 16 Nisan referandum’u gibi köpük yapmaya müsait.

Anıtkabir’i ziyaret eden Aziz Yıldırım, Cemil Çiçek üzerinden yeni süreç’e hazır’lanıyor.
Kaldı ki, 24 Haziran’a akan süreç’te her şey tartışmalı!

Putin’in boğaz’ları aşıp Avrupa’yı, Çin ile birlikte sıkıştırması, abluka altına alması küre’de geri dönüş’ü olmayan süreç’in yaşanmasına sebebiyet verir.

Savaş kaçınılmaz ise cevap’ını arayan basit soru:

Neo II. Dünya Savaşı’na akan süreç’i “Büyük Resim”de durdurmak için ne yapmalı, iç’te dış’ta hangi kapı’ları zorlamalı?!

Görüldüğü üzere “Evet” ya da “Hayır” bloğu olması bir şeyi değiştirmiyor, dibi gayya kuyusunu andıran Hazine, Türkiye’yi İran’la savaş’a mecbur kılıyor.

ÇIKMAZ SOKAK

Öte yandan…

“Rauf Orbay Siyasi Hatıralar” isimli kitap’tan çarpıcı birkaç not daha:

Sayfa 698:

İsmet Paşa, Kahire’de Mister Churchill ile yaptığı mülakatı anlatarak “İngilizler harbe girmemizi istiyorlar ve ısrar ediyorlar. Ne yapacağız?” dedi.

Sayfa 77:

Talat Paşa’nın son sözleri:

Ermeniler, bütün menzil yolları boyunca silahlanıp ayaklanarak, bizi arkadan vurmak maksadıyla düşmanla işbirliği yaptıkları zaman, bu unsuru harp bölgeleri dışına sevk etmekten başka bir çare yoktu. Ve bu elbette kolay yapılabilir bir iş de değildi. Bundan dolayıdır ki, tatbiki esnasında bazı idaresizlikler ve fenalıklar olmuştur. Bu ciheti itiraf etmekle beraber şunu da söyleyeyim ki, o hengamede, uzaklarda olup biten idaresizlikler ve fenalıkların günahını, bunlardan benim gibi habersiz olan hükümet erkanına yüklenmek de insaf ile kabili telif değildir. Emin olunuz ki, isyan ile fiilen münasebeti olmayan bazı Ermenilere kıyılmasına mani olmayışımız ve bu arada kıymetli arkadaşlarımızdan ikisini şehit verişimiz beni dilhun (içi kan ağlayan) etmiştir.

NEO DERSİM BAHARI

Ve…

Son olarak…

Mazi kalp’te yaradır.

BOP’ta, kendi kendine yeten Türkiye saman ithal eder oldu.

Et’inden süt’üne, enerji’sinden bakliyat’ına kadar dış’a bağımlı.

İktidar ne kadar yorgun ise muhalefet de bir o kadar ufuk’suz.

Hasılı:

“Homo Deus, Yarının Kısa Tarihi”, Yuval Noah Harari, sayfa 393:

“Gizli odalarda purolarını tüttürüp viskilerini yudumlayan birkaç milyarderin, bırakın Dünya’yı kontrol etmeyi, olup biten her şeyi anlamasına bile imkan yoktur.”

Yani?!

Düşman ya da rakip, 1. ve 2. Dünya Savaş’ındakinden farklı!

Bitmedi, BOP’un başlangıç’ındaki arka plan el değiştirdi.

(Gerçek HAF?!)

Ezcümle:
1’nci derecede -nitelikli” istihbarat olmadan post modern harp’in final sahnesinde mesafe almak mümkün değil!

Nokta.

4 Mayıs 2018
Hayrullah Mahmud

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

182,520BeğenenlerBeğen
16,151TakipçilerTakip Et
3,520TakipçilerTakip Et
7,681TakipçilerTakip Et
31,500AboneAbone Ol

Kaçırmayın