Atatürk’ün spor ve sporcuya verdiği önem ve değer, başka bir toplum liderinde görülmeyecek kadar büyüktür. Ayşe Şebnem Sarı Önerbay yazdı.
“Spordan yoksun olan bir gençlik nasıl ki vatan müdafaası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni inkısafi noksan ve yetersiz olursa, o kafayı ıleriye götüremez, taşıyamaz”.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Spor, günümüzün koşturmacayla geçen hayat kargaşasında kendimizi yenilememize ve stresten uzak kalmamıza yardımcı olur. Spor yapmak, tüm olumsuz enerjilerden arınma seansı gibi düşünülebilir. Bir çok bilim adamının da belirttiği gibi, spora ayırılan onbeş dakikalık bir süre bile beyin kaşlarının verimli çalışmasına ve hücrelerin yenilenmesine olanak sağlar. Sabah yoğun trafikle başlayan gün, aralıksız devam eden dersler, stresli iş hayatı, ev işleri, kanallarda can sıkan haberler.. tüm bunları ve etkilerini spor yaparak silmemiz mümkün. Bir saatlik yürüyüş, hafif tempolu bir koşu veya beş dakikalık jimnastik tüm stresi üzerimizden alıp, tazelenmemize yardımcı olur. Atatürk, spor müsabakalarını izlerken bile insanın mutlu olduğunu, tüm savaşları, kavgaları unuttuğunu vurgulamıştır.
Sağlıklı yaşam ve spor, dengeli beslenmeye de yönlendirir. Sporcu bir birey, beslenmesine dikkat ettiği gibi, her ogünün besin değerleri hakkında da bilgi sahibidir. Bedeni için faydalı şeyleri bilir ve buna yönelik beslenme alışkanlığı edinir. Günümüzün en büyük sorunu olan obezite, spor yapma alışkanlığı olmayan kişilerde sıkça rastlanan bir hastalık durumuna gelmiştir. Fakat, spor yapan bireyin bedenine saygısı vardır, fiziken gelişimine dikkat eder. Atatürk’ de spor yapmanın yalnızca çalışmak olmadığını belirtmiş, sağlıklı yaşam için beden ve fiziki gelişimin de aynı oranda düşünülmesi gerektiğini söylemiştir.
Spor; sağlıklı yaşam, zinde bir beden ve zihnin temelidir. Bir toplumda spor yapan bireyler bulunduğu sürece o toplum büyük ilerlemeler kaydeder. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de her daim vurguladığı gibi, ‘sporsuz yaşayan bireyler bir uzuvlarını kaybetmiş gibi yaşarlar’.
Sağlıklı yaşam, sağlıklı ve rasyonel düşünceyi tetikler. Spor yapan insan, duygu ve düşüncelerini rahatlıkla kontrol eder ve kolaylıkla negatiflikten kurtarabilir. Sporcu kendisiyle başbaşa kalır, derin nefes alır-verir, nefes jimnastiği yaparken, zihnini de dinlendirir. Spor yapmak, stratejik düşünme ve karar verme yetisi kazandırır. Atatürk, birçok yetişini spor yapmaya borçlu olduğunu her fırsatta dile getirmiştir. Sporun stratejiyle eşleştirilişini tanımlayan, Takım oyunu kavramı da, kimin nerede nasıl davranacağını kavramaya ve insanların psikolojisini anlamaya yardımcı olur. Liderler, kimin, nerede, hangi atağı yapacağını kolaylıkla kestirir ve verdikleri akılcı kararlar akabinde çevik hareketleriyle, savaşları bu türlü deneyimlerden edindikleri stratejilerle kazanırlar. Aynı zamanda, büyük liderlerin, gelecek için etkili büyük kararları, spor yaparken verdiğini de eklemeliyiz.
Atatürk’ün spor ve sporcuya verdiği önem ve değer, başka bir toplum liderinde görülmeyecek kadar büyüktür. Bunun en önemli göstergesi, çalkantılı ve sıkıntılı bir dönemin ardından milletini feraha kavuşturmak için Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımını attığı ve zaferle taçlandırdığı “19 Mayıs”i gençlere armağan etmesi ve bu özel günü “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” ilan etmesidir. Atatürk, spor ve sporcuyu seven, toplumların her yönden gelişiminin önce sağlıklı yaşam ve spor ile başlayacağını vurgulayan büyük bir liderdi. Atatürk‘ün her konuda olduğu gibi, spora verdiği önem ve belirttiği görüşler de çağdaş, kalıcı ve geçerli görüşlerdir. Atatürk, emanetinin yücelmesi ve gelişmiş çağdaş ülkeler düzeyine ulaşabilmesi için genç kuşağın bedenen, ruhen, zihnen, fikren, ahlaken ve ilmen iyi yetiştirilmesi gerektiğine inanmıştır. Bu nedenle Atatürk, gençliğin “beden eğitimi ve spor” faaliyetlerine spor ve sporcuya büyük önem vermiştir. Bu önem Atatürk’ün sporcu kişiliğinden de kaynaklanmaktadır.
“Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”.
Mustafa Kemal ATATÜRK
19 Mayıs kutlu olsun..
Ayşe Şebnem Sarı Önerbay
