Gerek işlerin yoğunluğu, gerek de gündemin aşırı yoğunluğundan yazılarımıza bir müddet ara verdik. Ama çok şükür hem işleri düzene koyduk, hem de gündemi yakalayabildik..
Daha önceki yazımlarımda da değindiğim gibi 2013’e girerken çok iyimser bir tablo ile girmiştik. Terör bitme noktasına gelmiş, ekonomi çok umutlu bir noktada idi. Özellikle terörün bitmesinden dolayı yıllık 20 milyar $’lık bir meblağın ekomomiye katılacak olmasının Türkiye’miz için büyük bir kazanç olacağı hesabındaydık. Doğu ve Güneydoğu’da oluşacak yeni bir pazar,turizm ve yatırım imkanları sayesinde Türkiye adeda 15 milyon kişilik bir Pazarı ekonomik alana açmıştı. Bütün bu tespitlerimizde haklı olduğumuzu Gezi olayları başlamadan Borsa’nın göstergesi teyit ediyordu. 90 bin küsurler ile Türkiye tarihinin en yüksek seviyesine çıkmıştı borsa.
İşte ne olduysa gezi ile rüzgar ters esmeye başladı. İlk önce yabancı sermaye çıkmaya başladı. Bir müddet sonra dersaneler yüzünden Cemaat ile Hükümet restleşmesi ülkeyi bambaşka bir gerginliğe sürükledi derken,Hakan ŞÜKÜR’ün istifası ve ertesi gün başlayan rüşvet ve yolsuzluk gözaltıları adeta borsa’nın üzerine kara bulutlar çökertti. Yılın sonuna geldiğimizde 69 bin’ler seviyesine inen bir borsamız vardı..
Elbet yolsuzluklar ile mücadele devletin asli görevi. Milletin malını çalmaya çalışanları devlet yargıya teslim etmeli. Ama ne tarafından bakarsanız bakın tamamen siyasi olduğu gözüken olay Türkiye’nin ve de hükümetin itibarını sarsmaktan öteye gitmeyen bir olay. Savcı henüz iddianame’yi açıklamadığı için suçlamaların ne olduğunu, neyin yakalandığını bilmiyoruz. Savcılarımızın sızdırmadaki başarılı yönlerinden anladığımız pek de içi dolmuş bir gözaltılar değil bunlar.
Bu tutuklamalarda bir ilginçlik de paramızı korumak için can siperhane çalışan yargının, maalesef canımızı korumadaki hassasiyeti. Ben gözaltılardaki iğrençliklerin detaylarına inmek istemiyorum. Cemaat’in de açıkça hükümete karşı yıpratma savaşına da girmek istemiyorum. Zaman ve Samanyolu medya organlarının ulusalcı çizgide Hükümet’e karşı çirkin iftiralarına da girmek istemiyorum..
Şimdilik sadece çok iyimser girdiğimiz 2013’un sonunda vardığımız nokta ve bu kadar kötü başlayacak olduğumuz 2014’de biri yerel diğeri C.Başkanlığı olmak üzere olacak olan iki seçimden dolayı hiç de kolay geçeceğine inanamıyorum. Gezi ve yargı darbelerinde gözüktüğü gibi ülkemizin istikrar ve gelişmesine özellikle dış güçler ve içerideki taşeronları çok rahatsız.
Bütün bu olaylar karşısında Amerika’daki demokratik insanların da duyarsız kalamayacağı net bir şekilde ortaya çıktı. Sürekli istişareler yapan bu demokrat insanlar artık bir araya gelerek ülkesine nasıl daha fazla katkıları olur diye düşünmeye başladı. Çok yakında bunun bir oluşuma dönüşebileceğini tahmin etmek kehanet olmasa gerek.
Mahmut Özdamar / Pennsylvania
mahmut@alaturkaonline.com