3 Kasım ‘puzzle’ı?! Hayrullah Mahmud yazdı. “3 Kasım klişesi’nde herkes var, bir tek Erdoğan yok, neden?!”
3 Kasım ‘puzzle’ı?!
“3 Kasım klişesi’nde herkes var, bir tek Erdoğan yok, neden?!”
Öncelikle…
Usta gazeteci Nilgün Cerrahoğlu’nun “Demokrasi Tramvayı / AKP Türkiyesi’nin 10 Yılı” başlıklı kitap’ından birkaç satır:
Sayfa 65: On altı yıl önce yaptığımız söyleşide dönemin Refah Milletvekili Gül. “Düzen Türkiye’de İslam’ı caminin içine hapsetti. Biz İslam’ı hayat tarzı olarak görmek istiyoruz” demişti. (Milliyet, 10 Aralık 1995)
DİNDAR CUMHURBAŞKANI
Sayfa 75: “Dindar Cumhurbaşkanı” (!) Gül’ün Köşk’e çıktığı 2007 yaz ayları, büyük dönüşümün ilk kırılma noktası oldu. Bunu “yetmez ama evet’çilerin” baş tacı ettikleri ikinci kırılma; 12 Eylül 2010 referandumu izledi ve Türkiye son beş yıl içinde usul usul deri değiştirdi.
Sayfa 233: “Demokrasi bizim için amaç değil araçtır!”
Tayyip Erdoğan, 14 Temmuz 1996
Sayfa 237: Erdoğan: Yapamıyorsak, NATO’da niye varız? Çıkalım o zaman buyurun!
Cerrahoğlu: NATO ülkelerinin hepsi düşman mı?
Erdoğan: Türkiye üzerinde hepsinin hesabı var.
Cerrahoğlu: NATO’dan çıkmayı mı öneriyorsunuz?
Erdoğan: Türkiye üzerinde çoğunun hesabı var. Bunu biliyoruz. Bildiğimiz halde, ittifak
oluşturmuşuz. Neden? Zaruretten!
Sayfa 238: Erdoğan: Biz diyoruz ki, demokrasi amaç değil, araç’tır.
Sayfa 239: Bu anayasayı, bu yasaları RP dışında partiler hazırladı. Onların hazırladığı yasalara rağmen geldik. Demek ki, halk bu değişimi istiyor.
RİBA; KUL HAKKI; “HANGİ İSLAM”
Sayfa 240: “İSLAM’A AYKIRI KANUN KALKACAK!”
Abdullah Gül, 10 Aralık 1995
Sayfa 242: Cerrahoğlu: Anayasayı değiştirecek misiniz Abdullah Bey?
Gül: Gücümüz olursa değiştirebiliriz. Diğer partilerin de demokratikleşmeye ve özgürlük havasına destek vereceklerine inanıyorum.
Sayfa 247: Cerrahoğlu: Gümrük Birliği ne olacak?
Gül: Anlaşmayı gözden geçireceğiz!
Yani?!
Erdoğan bir dönem’in ‘kapak resimi’!
“Başrol oyuncusu”!
İçi dışı bir, gizli gündem’i de yok!
Göstere göstere gelmiş, zirve’ye yükselmiş, yüceltilmiş bir isim!
Bu kapsamda, “Neo Sevr” filmi yek kişi’den ibaret değil ise yan roller’de oynayan, bugün’ün başrol oyuncularını da, dönmekte olan “Erdoğan Baharı” fragman’ı kapsamında, yek tek tanıtmak gerekmez mi?!
“BOP’Eşbaşkanı Aile Resim’i içinde kimler var?”
1 MİLYAR DOLAR
Nüans?!
“Siyasal İslamcı” kapak’ta Erdoğan, Gül ve Gülen var!
Ne var ki, 15 Temmuz’da o “puzzle” darmadağın oldu.
“Siyasal Laik” kapak’taysa, Cem Uzan, Fatih Çekirge, Devlet Bahçeli, Aydın Doğan.
(Gökçek, Çiçek, Hisarcıklıoğlu, Aygün, Çağlayan) vb
Rahmi Koç, “Erdoğan’ın 1 Milyar doları var” dediği için 3 Kasım 2002 sonrası tekne’si ile deniz’e açılmaya, dünya turu’na çıkmaya zorlanmıştı.
Grubu teslim ettiği Mustafa Koç, bugün aramızda değil!
Bahsi geçen 1 milyar dolar, MOSSAD’ın yan kasalarından yek’inden çıkmaydı.
Erdoğan’ın “A Takımı” içinde yer alan (Doğu Alman arka planlı, nazi) İshak Alaton’un aracılığıyla, AKP’nin deposuna yakıt olarak aktarılmıştı.
TMSF tarafından mallarına el konulan, 3 Kasım sandığı’nda “AKP’ye en büyük katkıyı yapan” Cem Uzan ise Zapsu’nun aklına uyup “20 milyar dolar tazminat alabilirsin” zoka’sını yutup, AKP’yi yıkmayı reddetmiş, ilerleyen süreç’te de tasfiye edilmişti.
Hüsnü Özyeğin ise süreç’in taşıyıcı dolar milyarderi, bir anda zengin olanlardan.
Yaşadığı ülkenin güvenliği için şimdiye kadar yaptığı bir şey var mı, gazetecilere böbürlenmek dışında?!
CD
Nitekim…
2007 öncesi “Ankara enstantanesi” dün gibi çok net:
Kapı kapı dolaşıp, Erdoğan’ın ABD Başkonsolosluğu’nda, Zapsu’nun tercümanlığında yaptığı görüşmeden -CD- bahsedip sormuştum; “Hükümeti yıkmak sorun değil, Başbakan olmaya hazır mısınız?” diye.
Baykal, Bahçeli, Ağar, Uzan?!
Hiçbiri de yanaşmadı “Başbakan” olmaya!
Hepsi de ayak’ını sürüdü.
Kaldı ki, star’ın AKP dönemindeki başyazarı Mehmet Altan -şimdi- içeride hapis!
Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar ise Mehmet Eymür adına FETÖ Borsası’nın milyon dolarlık not’larını paylaşıyor.
BOP’un final sahnesinde başta Erdoğan olmak üzere -bir’i hariç- hepsi yerli yerinde!
Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Soylu’nun perde arkasında duran, “yönlendiren akil adam” pozisyonunda; aynı zamanda Hürriyet, Milliyet’in, Kanal D vb bazı tv’lerin sahibi Demirören Ailesi’nin baş’ı.
1 Mart Tezkeresi Ankara’sından farklı olarak, Bahçeli ‘TBMM’nin içinde, aktif oyuncu.
ERTESİ GÜN
Ki…
(Ex) Baykal hastanede, yüzünü sadece Erdoğan görebiliyor, konuşabiliyor.
(Ex) Gülen’i Türkiye’ye getirmekten bahsedenlerin, İmralı’daki Öcalan’la “ortak anayasa” yaptıkları düşünülecek olursa, içinden geçmekte olduğumuz (Acem Barzan) süreç, hiç de hayra alamet değil!
Uzan derseniz, son nefes’te, ‘Paris tatili’nde!
Dünya Kıyamet’e sürüklenirken Türkiye’de ne kadar huzur var ise Avrupa o kadar güven’de!
Hayat memat nüans şurada saklı:
Türkiye’de eksen’i kaydıran Erdoğan ise eksen’in kaymasına izin veren’ler kimler?!
Anlaşılmadı, daha açık yazalım:
Erdoğan nasıl oldu da, eksen’i kaydıracak kadar devlet içinde imkan buldu?!
Fırsat’ı verenler kimler?!
2007 öncesinde Erdoğan’ın yerine “Başbakan” olmayı reddedenlerin hepsi İsrail / İran makas’ında!
Kaldı ki, 2007’de “Aman ağzımızın tadı kaçmasın” kampanyası yapıp “TSK sanık, pkk tanık” süreç’ine “yeşil ışık” yakan AB’den Aydın Doğan da, BOP’un final’İnde İngilizce konuşan Almanlar’ın himayesinde Londra’da!
“Ertesi gün” sınaması bitmez!
KAÇAK PATRON’LAR
Zira…
2004’te, Başbakan Erdoğan’ın, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e söylediği, “Şimdi anladım neden bu kadar kolay iktidar olduğumuzu, bizi tarihe hain olarak geçirtecekler” sözleri, dün gibi çok taze.
2005 Yaz’ında laik sermaye ve/veya ulusalcı (28 Şubat) cenah’ta neler yaşandığı da sır değil!
Aziz Yıldırım, Yeni Gün İnşaat vb.
BOP Eşbaşı’na “sert muhalefet” yapacak lider arandığında da, hepsi arazi olmuş, kimseden ses seda çıkmamıştı.
Saklanmak, Erdoğan’ın gölgesinde kaybolmak birilerinin işine gelse de, ardından yaşanan gelişmeler ‘Atatürk Türkiyesi’ni ‘uçurumun kenarı’na getirdi.
Sakin deniz hiçbir zaman usta kaptan yaratmadığı gibi hiçbir kitap da kapak resim’inden ibaret değildir.
3 Kasım 2002 Aile resim’i yek tek ortada.
2012 Kıyamet güncesi öncesinde, malını, can’ını kurtarmak için her türlü ihanete göz yumanlar, BOP’un final’inde malları, canları ile birlikte; İsrail / İran makas’ında!
Bu liste’ye, gerçek (kaçak) patron’lar adına “porter’lık yapan, Özyeğin gibi ‘taşıyıcı patron’lar da dahil!
Barış zamanında evlatlar babalarını gömer ise süreç ortada!
THE İMAM & THE MUHTAR
Ve…
Son olarak…
Darbe’ler içinde en tehlikelisi “istihbari darbe” ve/veya ‘istihbari diktatörlük’tür.
Çeşme’den akan su zehirli ise içen kim olursa olsun delirir.
Aynen 2007 öncesinde olduğu gibi.
Aynen içinden geçmekte olduğumuz süreç’te olduğu gibi.
Erdoğan’ın yani kitap’ın kapak’taki resim’inin üzerini kapatıp, final sahnesini okumak
mümkün, kim nerede, ne yapıyor, hangi kazan & kazan’ın peşinde?!
Hülasa:
Çok yazdık, altını birçok defa’lar kalın’ca çizdik:
Dünya oldu Türkiye, Anadolu oldu Dünya sahnesi, kaçacak yeriniz mi var?!
Enerji bazlı güvenlik arayışları kapsamında, 28 Şubat işi şaka’ya gelmez!
Londra, Euro bölgesi güvenlik açığı’ndan kaynaklı final sahnesinde?!
Paris “konjonktür’ün çeşmesi”, İsrail’e de döner, İran’a da, her şey zıvana’dan çıkma mesabesinde!
Ezcümle:
“Güvenlik açığı” üretmeye devam eden ölür.
Kaldı ki, Ergenekon da, Balyoz da şaka değildi.
‘Kötü şaka’dan mülhem, “3 Kasım Aile Resimi”nden kellesi ilk düşen Güven Erkaya oldu.
Nokta.
22 Nisan 2018
Hayrullah Mahmud