12 Eylül günü Türkiye’de iki maç oynandı.
Refarandum ve Basketbol maçlarını maalesef ABD kazandı.
Sonuç :
ABD : 2 Türkiye : 0
***
Kağıt üzerinde referandumu AKP kazanmıştır. Fakat, Başbakan Erdoğan’ın aynı akşam yapmış olduğu konuşmada okyanus ötesine gönderdiği teşekkür mesajının muhatapları hem ABD yönetimi hemde “Gülen Cemaati” olmuştur.
ABD, Büyük Ortadoğu Projesi’nin hızlanmasını sağlıyacak bu referandumda AKP’ye tam destek vermiştir.
ABD’de yaşıyan Fethullah Gülen’de, bu referandumun, ölüler için bile çok önemli olduğunu vurgulayarak cemaatini evet pusulasına yönlendirmiştir.
Kısaca, kararlar ABD’den verilmiş, oylar Türkiye’de kullanılmıştır.
***
Mutlu Başbakan, Başkanlık sistemi için kurmaylarına talimatı vermiştir.
Özlemi, “Başkanlık Sistemi”dir.
Geçiş; “Yarı-Başkanlık Sistemi” ile başlıyacak, nihayetinde “Başkanlık Sistemi”ne dönüşecektir.
Hayalini gerçekleştirmek için önünde engel kalmıyan Başbakan’ın bu süreci hızlı adımlar ile geçmek istemesi normal karşılanmalıdır.
Ne demiştir Don kişot!
“Hayal et ve gerçekleştir Şövalye!
Unutma..
Hayatta herşey mümkündür!
Ağaçların güzelliği yeşilliğindedir.
İnsanların güzelliği de hayallerindedir.
Hayal et ve gerçekleştir Şövalye!
Unutma…
Hayatta herşey mümkündür!
Başbakan Erdoğan hayal etmiş ve bu hayalini gerçekleştirmesine ramak kalmıştır.
Ne diyelim.
Yolu açık olsun.
Darısı diğer hayalcilerin başına…
***
Zaman zaman, Türkiye’nin “Küçük Amerika” olduğuna dair görüşümüzü çoğumuz aramızda böbürlenerek konuşmuşuzdur.
Artık böbürlenmemize gerek yok.
AKP İktidarı, Türkiye’yi “Birleşik Devletler” statüsüne geçirecek kurum ve kuralları en kısa zamanda devreye sokacaktır.
Türkiye Birleşik Devletleri…
Ne dersiniz?
Kulağa nasıl geliyor?
Hoş mu, iğreti mi?
Bunu da zaman gösterecek!
***
Benim kaygılandığım husus, yönetim sablonunu ABD’den kopyalamış olacak bir Türkiye’nin, BOP için istenilen katkısının hangi süreçlerden geçirilerek başarılacağıdır.
Bu kaygıyı, vatanını, milletini seven herkes duymalıdır.
Yönetimi Batı’ya; Denetimi de Orta Doğu zihniyetine yönlendirilmiş bir Türkiye Birleşik Devletleri uygulaması, sakın kıtır kıtır bölünmenin ve giderek kaybolmanın habercisi olmasın…
Önemle düşünülmesi gereken husus budur.
***
Okurlara not : Yazılarımı beğenen ya da beğenmiyen, olumlu ya da olumsuz yorum yazan, bazende hakarete varan kelimeleri kullanan tüm okurlarımı sevgiyle kucaklıyor, benim için çok değerli olan yorumlarının devam etmesini diliyorum.
Yorumlarını şahsıma hakaret ederek dillendiren okurlarıma da, tek tek diyeceğim ancak şu olabilir.
Canınız sağolsun…
KKV
Yüzde 42’nin polemiğine girme.
Şu kadar oy CHP’nindir hiç deme.
Referandumu unut!
Genel seçimlere odaklan.
Kuyunu kazanları iyi tesbit et.
Yakında çalkantılar başlıyacaktır.
Kurultay önerileri gelecektir.
Yeni bir ekip oluştur.
Gençlere önem ver.
Parti yönetiminin yaş ortalamasını 60’in aşağısına çek.
Hem içteki, hemde dışarıdaki DOSTLARIN kuyunu kazmaya başladılar bile.
Düşmanların sana daha iyi yol gösterirler.
Bunu unutma!
Önündeki bir aylık süreci soğukkanlılıkla atlatmalısın.
Taşra’da ki il başkanlarını değiştir.
Abdüllatif Şener’i ve Hüsamettin Cindoruk’u partiye davet et!
CHP İzmir İl Genel Meclis Üyesi Doğan Albayrak’a daha fazla sorumluluk ver.
Trakya Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr Sudi Apak’ı, Ekonomi Danışmanı olarak CHP’ye katılmasını sağla.
Göreceksin, bu tür değişimler bile CHP’ye yeni bir soluk aldıracaktır.
Atilla Aybalık
alaturkaonline.com
www.turkishamericandirectory.com
