Bu yazıyı yazıp yazmama konusunda çok düşündüm. Atalarımızın Kemikleri Sızlıyor – 2 – Alaturka Spor Müdürü Ercan Özdemir yazdı.
Bu yazıyı yazıp yazmama konusunda çok düşündüm. Sonunda fazla detaya girmeden okuyucuların anlayacağı kararda yazmaya karar verdim. Ama şunu bilin ki burda yazdıklarım buzdağının görünen kısmı aslında mesele çok daha büyük.
Sporcu, yönetici ve antrenörlerle konuştuğumuz zaman meselenin siyasi, çıkar, umursamaz ve amatör boyutları net bir şekilde ortaya üzücü bir şekilde çıkıyordu. Çalıştığım Güney Kalifornia Üniversitesinden son olimpiyatlarda neden 27 altın, koskoca Türkiye’den ise üç beş madalya neden çıkıyor şimdi daha netleşiyordu. Çünkü en başarılı branşlardan Güreş bu durumda ise vay diğer spor branşlarının haline.
Tertemiz kişilikte, kaliteli, pırlanta gibi sporcularımızın bu durumlara düşürülmesi ayrıca üzüntü verici olaydı. Federasyon Başkan Vekili’ne Hamza Yerlikaya’nın bu durumu kurtarmak için Federasyon Başkanı olduğunu ama bırakıp Milletvekil adayı olmasının bence doğru olmadığını söylediğim zaman aldığım cevap çok daha yürek büktü;
“Onun yaptığı hiçbir şey yoktu zaten herşeyi ben yapıyordum”. Yorum sizin!
Geçen sene Atalarımızın kemikleri sızlıyor diye bir yazı yazmıştım. 2014 yılında Los Angeles’ta düzenlenen Dünya Kupası Serbest Güreş Turnuvasında gerek skor, gerek organizasyon, gerekse davranışta sınıfta kalmış bir Milli Takım bulunca bu yazıyı yazmıştım. Zamanın Federasyon Başkanı Asrın Güreşçisi Hamza Yerlikaya’ya sebebini sorduğumda tonlarca bahane üretmişti. 2015 yılına gelince kadroya baktığımda tamam dedim bu sefer herhalde daha organize geliyoruz. Gel gör ki bu sene geçen seneden çok daha kötü organize ve dağınık bir Milli Takım gördük.
AA, Cihan, Alaturka muhabirleri üzüntüden kahrolduk. Amatörlüklerimizden size bir kaç örnek vermek istiyorum:
1) Milli Takım turnuva öncesi hiçbir basın toplantısına katılmadı.
2) Cumartesi başlıyan turnuvaya katılan diğer 7 ülke en az 5 gün önce burda iken, neredeyse en uzaktan gelen Türkiye bir gece önce LA’e geldi. Maçlara iyi beslenememiş, uykusuz ve yorgun çıkmak zorunda kaldılar.
3) Milli Takımın baş antrenörü Necmi Gençalp son anda gelmekten vazgeçmişti! Milli Takım başantrenörsüz iki çırağa kalmıştı.
4) Milli Takımın ne zaman gelip ne zaman gideceğinden haberdar edilmeyen konsolosumuz organizasyonu Azerbaycan Konsolosundan öğrenmenin hışmı ile Federsyon Başkan vekilini gözümüzün önünde fırçalıyordu.
5) Doping testleri sırasında Milli Takıma AA Muhabiri Salih Eroğlu’nun yardım etmesi ile doğabilecek büyük sıkıntıların giderilmesi ise acınacak durumdu.
6) Bir sıklette hiç sporcu getirememek ve maçların bu sıklette hükmen kaybedilmesi ayrı tartışılacak konuydu.
7) Oynadığı maçı kaybetti diye bir sonraki maçta oynatılmayarak hükmen maç kaybetmemizin amacı ne olabilir? En azından oynayıp kaybetsek sporcumuzun bir maç daha uluslararası tecrübe kazanırdı.
8) Turnuvaya FİLA’dan ceza almak istemediğimiz için geldiğimizi hiç çekinmeden söyleyen yönetici bize yok artık dedirtti.
Dediğim gibi bunlar bir kaç örnek idi. Daha fazla detaya girip kimseyi rencide etmek Yeni Türkiye sevdalılarını da daha fazla üzmek istemiyorum.
Turnuvanın kıran kırana geçen finalini Amerika’yı devirmeyi başaran İran kazandı. Yaklaşık beşbin seyircisi ile şampiyonluğu kutlayan İran’ın coşkusunu görmenizi isterdim.
Bizim Milli Takımımız ise sekiz ülkenin katıldığı turnuvayı galibiyetsiz sonuncu kapatıp geri döndü.
Eylül Ayında Las Vegas’ta yapılacak olan Dünya Şampiyonası’na umarım daha organize gelir Atalarımızın Kemiklerini bu sefer sızlatmayız.
Ercan Özdemir / Los Angeles
