Balede Nereden Nereye. Yeşilköy’deki Pansiyonlu İlkokul’dan, Uluslararası Bale Yarışmasına. Olcay M. Gardner yazdı.
Balede Nereden Nereye !
Yeşilköy’deki Pansiyonlu İlkokul’dan, Uluslararası Bale Yarışmasına.
St. Petersburg Bale Okulu mezunu Lydia Krassa Arzumanova 1921 yılında Türkiye’ye geldi ve klasik bale eğitiminin tohumlarının atılması için girişimlerde bulundu.Arzumanova ve öğrencilerinin İstanbul’daki ilk gösterileri Casa d’İtalia salonunda 8 Kasım 1931 yılında gerçekleşmiştir.
1947’de Türk Hükümeti tarafından davet edilen İngiliz Kraliyet Balesi’nin kurucusu ve çağdaş balenin en önemli önderlerinden biri olan Ninette de Valois, Türkiye’de bir klasik bale okulunun kurulup kurulamayacağını araştırmak üzere ülkemize gelir.
Ninette de Valois anılarında şu şekilde not düşer:
“ İngiltere’de insanlar bu girişimimi bir 1001 gece masalı gibi görüyorlardı; bu işi son derece ciddiye alan bir ben vardım, bir de Türkler”.
Daha sonra yazdığı raporunda; bir bale okulu olgusunun gerçekleşmesinin düş olmadığını ama yoğun çaba gerektirdiğini vurguladı.Ninette de Valois okulun kuruluşunu, Joy Newton okulun yöneticiliğini ve Audrey Knight temel eğitim aşamalarını üstlendi.
İstanbul Valisi Dr. Lütfü Kırdar’ın kurdelesini kestiği ilk Akademi 1948’de açıldı.
1950’de yürürlüğe giren bir yasa sonucu Yeşilköy Bale Okulu, Ankara Devlet Konservatuarı’nın bir bölümü oluverdi. Ankara Devlet Konservatuarı Bale Bölümü’nün ilk gösterisi o zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın huzurunda yer aldı.
Koreografisini Joy Newton’un yaptığı Keloğlan’ın hikayesi, Türkiye’de ilk defa olarak resim-müzik-dans gibi üç sanattan bir araya gelerek meydana çıkan bale sanatının gerçekleştirilmesinde bir çığır açtı.
Joy Newton ve Audrey Knight İngiltere’ye döndükten sonra yerlerine, yine Kraliyet Balesi’nden bale eğitmenleri gönderildi. O dönemde de Ankara Devlet Konservatuarı Bale Bölümü’nün yöneticiliğini Travis Kemp ve Molly Lake ikilisi üstlendi.
1986 yılında aramızdan ayrılan sanatçı; öğretmen ve koreograf Molly Lake, bugünkü Türk balesinin temelini oluşturan sanatçılardan Sait Sökmen, Meriç Sümen, Gülcan Tunççekiç, Evinç Sunal, Binay Okurer, Jale Kazbek, Hüsnü Sunal, Tanju Tüzer, Rengin Taş gibi sanatçıları yetiştirdi.
Ankara Devlet Konservatuarı BALE Bölümü 1950-1959 yılları arasında sürekli gösteriler düzenledi ve bale sanatını mili kültürümüze has olan hikayeler ile sentezleyerek ortaya çıkartttığı eserlerle de eleştirmenlerden takdir topladı. 1969 yılında İstanbul, Ankara Devlet Opera ve Balesi tek merkeze bağlandı. İzmir Devlet Konservatuarı 1982’de perde açmış, 80’li yıllar Türk balesinin en verimli geçen yılları olmuştur.
1978’de Cem Ertekin’in kurduğu Çağdaş Bale Topluluğu günümüze kadar çok sayıda eser verdi.Türkiye’de Modern Dansın yerleşmesini amaçlayan Türkuaz Modern Dans Topluluğu 1989’da Aysun Aslan ve İzzet Öz tarafından kuruldu.
O dönemin yetkin koreografları (bizim hocalarımızın hocaları); (Rezzan Abidinoğlu, Yasemin Altıoklar, Güloya Aruoba, Aysun Aslan, Binnaz Aydan, Duygu Aykal, Nasuh Barın, Selçuk Borak, Sait Sökmen, Cem Ertekin, Oytun Turfanda, Altan Tekin,Geyvan McMillen, Beyhan Murphy, Suna Şenel, Zehra Tarım, Aydın Teker) dansçıları; (Hülya Aksular, Özkan Arslan, Mehmet Balkan, Yener Durukan, Fahrettin Güven, Oktay Keresteci, Zeynep Sunal, Sibel Sürel, Erdal Uğurlu, Tanju Tüzer) Türk balesinin adını uluslararası platformda duyurmuşlardır.
Türk ailelerinin baleye yaklaşımının “erkek adam tayt giymez, kızımı böyle yerlere gönderemem” şeklinde olduğunu göz önünde bulundurursak, o dönemin Türkiye’sinde çocuklarını baleye gönderen aileleri, gerçekten takdir etmek gerekir.
1948’li yıllardan bu yana yetişen çok sayıda dansçı ve koreograflar; tecrübelerini Türk gençleriyle paylaşmaya devam etmekteler.
BİR SANAT HADİSESİ
Son 30 yılda Bale Sanatında Türkiye’nin geldiği nokta, geçenlerde Cemal Reşit Rey’de gerçekleştirilen “2. ULUSLARARASI İSTANBUL BALE YARIŞMASI” ile bir kez daha kendini kanıtladı.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün işbirliğiyle hayata geçirilen, “2. İstanbul Uluslararası Bale Yarışması”, dans dünyasının önde gelen isimlerini İstanbul’da buluşturdu.
Yarışmanın Sanat Yönetmeniliğini Nilay Yeşiltepe Güngör, Başkoreograf ve Yarışma Danışmanlığını aynı zamanda Türkiye’yi temsil eden balet Erhan Güzel’in de hocası Mehmet Balkan yaptı.
NTV ana medya sponsorluğunda gerçekleştirilen bu yarışmayı, Türkiye’deki herkes canlı olarak da ekranlardan izleme fırsatı buldu.
9 Temmuz’da yapılan Final Yarışması çok heyecanlı geçti.
Rus Liudmila Konovalova, Çin’li Adilijiang, Amerikalı Joseph Michael Gatti, Kazakistanlı Mergaliev favorilerim arasında idi.
Büyükler Kategorisinde yarışan ve ülkemizi temsil eden Erhan Güzel, çok iyi bir performans sergiledi.
Küçükler Kategorisinde Birincilik Ödülü; Almanya’dan katılan Lisa Brevker’in,
Büyükler Kategorisinde Birincilik Ödülü Ermenistan’dan Avetik Karapetyan’ın,
Türksoy Özel Ödülü; Erhan Güzel’in, Duygu Aykal Özel Jüri Ödülü; Mergaliev’in oldu.
Dans Europe Yükselen Genç Dansçı Ödülünü Can Bezirganoğlu, İstanbul Grand Prix Büyük Ödülünü ise; Fransız Maxime Mathiev kazandı.
Pek çok dansçı yetiştirmiş dahi koreograf Yury Grigorovich’in jüri başkanlığını yaptığı yarışmada büyük ödül 12.500 Euro.
“2. İstanbul Uluslararası Bale Yarışması”nın jüri üyeleri dünyaca ünlü bale starları olan Irek Mukhamedov, Julia Bocca, Vladimir Malakov, Fabiene Cerruti, Margarita Parilla’ydı.
Yarışmanın Gala gecesinde Meriç Sümen ve Sait Sökmen’in Vals dansları salondaki herkesi duygulandırdı.
Gala Gecesi’nde, 2. İstanbul Uluslararası Bale Yarışması’nın özel davetiyle ilk kez İstanbul’a gelen, Nacho Duato Topluluğu ve İngiliz Kraliyet, Küba, Stuttgart ve Kirov Balesi’nin baş dansçıları Alina Cojocaru, Johan Kobborg, Viengsay Valdes Herrera, Elier Bourzac, Sue Jin Kang, Olesya Novikova ve Leonid Sarafanov olağanüstü performanslarıyla seyirciyi büyülediler.
Sanatsal projelerdeki gelişmeler özellikle de dans alanında, bize zaman zaman ağır giden bir gelişme gibi gözükse de, bu tarz güzel organizasyonlar arada bir içimizi rahatlatıyor.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün işbirliğiyle, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla ve NTV’nin ana medya sponsorluğu ile gerçekleştirilen Bale Yarışması, pek çok genç dansçı ve dansçı adayına ilham verdi.
Yekta Kopan’ın iştahla yaptığı sunumu ve yarışma sırasındaki yorumları sanatseverleri ekran karşısına toplamıştır diye düşünüyorum.
Uluslararası platformda kendilerini kabul ettiren dansçıları ve koreograflarıyla Türk Devlet Balesi; Dame Ninette de Valois’nin en büyük arzusunu yerine getirmek için yoluna hızla devam ediyor. (küçük bir fotoğrafını yazımın başında kullandım)
Bale ile ilgili ekstra bilgileri dilerseniz Metin And (Türkiye’de Bale’nin Kısa Bir Tarihi) Jak Deleon, (Kısa Bale ve Modern Dans Tarihi), Susan Au (balet&modern dance) gibi yazarların kitaplarından bulabilirsiniz.
“Geleceğin dansçısı, bedeni ve ruhu öylesine uyum içinde gelişmiş biri olacak ki, ruhun doğal dili, bedenin hareketi haline gelmiş olacak. Dansçı bir ulusa değil tüm insanlığa ait olacak”.
Isadora Duncan
Sevgilerimle,
Olcay M. Gardner