Tufan Türenç, 9 Temmuz 2010’da Hürriyet’te Yazdı
(Kısaltarak CD)
Hiç lafı uzatmadan, eğip bükmeden acı da olsa gerçekleri söyleyelim. Anayasa Mahkemesi’nin kararının hiçbir anlamı yok. Yaklaşımı da doğru değil. Yapılan iptal de bir işe yaramaz. Bu karar demokratik rejim açısından endişe içinde olan insanları tatmin etmedi.
AKP’nin şikâyetleri ise tamamen TAKİYE. Aslında zil çalıp oynuyorlar. Çünkü onlar için Anayasa değişikliklerinde 3 madde önemliydi.
Birincisi PARTİ KAPATMALARINI Kendi DENETİMLERİNE Bağlamak.
İkincisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını değiştirerek Kendi GÜDÜMLERİ Altına almak.
Üçüncüsü Anayasa Mahkemesi’ne Kendi Yandaşlarını Atayıp yüce mahkemeyi ele geçirmek. Bunların dışındaki bütün değişiklikler halka sundukları yemlerdi. Öyle demokratik anayasa yapma söylemleri ise kocaman bir masaldı. Anayasa Mahkemesi’nin aldığı göstermelik karar, onların isteklerinin sadece bir lokmasını rötuşladı, hepsi o. Bakmayın siz döktükleri yaşlara, onlar timsahın gözyaşlarıdır.
Peki, şimdi ne olacak? Olacak olan açık. Anayasa değişikliği, HSYK ile Anayasa Mahkemesi’ne yüksek yargı üyelerinin seçilecek adaylar için kullanacakları oylar bir kişiye oy verme şeklinde değil de kaç üye seçilecekse o kadar kişiye oy verme şeklinde olacak. Yani “Her üye bir kişiye oy verebilir” ifadeleri çıkarılıp maddeler olduğu gibi referanduma sunulacak. İşte Anayasa Mahkemesi’nin yaptığı değişiklikler bu ifadelerin iptalinden ibaret.
Eğer bu Anayasa değişikliği referandumdan geçerse hiç kuşkunuz olmasın Türkiye faşizme gider. Artık hukukta yüksek yargı güvencesi de ortadan kalkar. İktidar yargının tümüne egemen olur. Yani demokrasi tamamen lafta kalan bir demokrasi haline gelir. Bunun nasıl bir demokrasi olacağını kestirmek hiç de zor değil.
Bugün iktidar, iktidarın akıl hocaları, dinciler, şeriat yanlısı tarikat ve cemaatler, liberaller, yandaş medyanın demokrat (!) yazarları ne kadar demokratsa Türkiye’de o kadar demokrat olur. Ne yazık ki tablo budur ve kapkaradır.
Peki çare? Bir tek çare var. O da Anayasa değişiklik paketinin referandumda halk tarafından reddedilmesi. Demokrasiye bağlı olan herkes, ama herkes bu bilinçle değişikliklerin “demokrasiye elveda” demek olduğunu halka anlatmalıdır. İktidar ve onun yanında olanlar, değişikliklerle “Türkiye’ye daha çok demokrasi gelecek” diye halkın beynini yıkamak için her yolu kullanacaklar. Bunun için yürütecekleri kampanyada ellerindeki bütün olanakları seferber edecekler.
Büyük küçük bütün muhalefet partileri, demokrasiye inanan sendikalar, bilim adamları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, dernekler, tarım birlikleri üzerlerine düşen bu görevi yerine getirmelidirler. Ülkesini seven herkes Türkiye’nin dönüşü olmayan bir yola girmesine izin vermemelidir. Sonra çok ağlarız, dövünürüz ama iş işten geçmiş olur.”
Tufan Türenç, Hürriyet, 9 Temmuz 2010
Hayri Balta
alaturkaonline.com
