Los Angeles’a Bahar Geldi. Mahmut Ekenel yazdı.
Los Angeles’a Bahar Geldi
Kendisini bir Türk buluşmasında dernek yöneticilerine sonsuz teşekkürlerini bildirirken tanıdım. Kuzeydeki eyaletlerinin birinden birkaç ay önce taşınmıştı Los Angeles’a. Büyük bir şehire taşınmak korkutmuştu önce onu. Nasıl arkadaş bulacağım, bu devasa şehire nasıl uyum sağlayacağım diye ürkmüştü. Ama Türk derneğinin buluşmaları, sosyal aktiviteleri sayesinde daha ikinci ayını doldurmadan aralarında meslektaşlarınında olduğu onlarca Türkle tanışmıştı. Çok mutluydu. Çok teşekkür ediyordu. Ne kadar şanslışın dedim ona. Ben ilk geldiğimde Türk dernekleri aktif değildi. Türkleri buluşturan, birleştiren bir aktivite yoktu. Türklerle tanışmak, onları tanıyabilmek için aylarca uğraştım. Hatta her haftasonu uğradığım bir alışveriş merkezinde bir Türk’ün çalıştığını yıllar sonra bir Türk buluşmasında öğrenmenin acısını çektim. Bugünlerde Türk aktivitelerinin hızı baş döndürüyor; aktivitelere yetişmeye vaktimiz yetmiyor. İşte size ilk dört ayın özeti.
Harika başladı yeni yıl bizler için. İlk buluşmamızı güzel Türk kızı Sinem’in konseri süsledi. Türkler Sinem’in müziği eşliğinde eğlendi, yepyeni bir yıla merhaba dedi. Sonra TALL moda gösterisi ve buluşması yer aldı. Zarif Türk bayanlarımız yeni yıla girerken yepyeni moda ürünlerini tanıyarak, sohbet edecek, eğlenerek girdi. Hemen arkasından Türk İnşaat Uzmanları toplantısı geldi. Yaklaşık kırk kadar Türk inşaat uzmanı biraraya geldi, birbiriyle tanıştı, kaynaştı, iş imkanlarını araştırdı. Ama Ocak ayı henüz bitmemişti. Dörtyüz’den fazla Türk bir profesyonel basket maçında buluştu. Gururumuz Ersan sayılarını attıkça coştu. Harika bir akşam geçirmenin verdiği mutlulukla güldü. Staples stadı gibi meşhur bir yerde yüzlerce Türk bayrağı çiçek gibi açtı.
Şubat ayı da yepyeni bir Türk buluşması ile başladı. Santa Monica semtinin nezih bir yerinde. Sayıları yüzü aşkın Türk merhaba dedi birbirine. Ama Şubat ayının en gözde buluşması güzeller güzeli Getty villasında oldu. Yüzlerce Türk ve yabancı hınca hınç doldurmuştu Getty villasının konferans salonunu. Konu, tarihi şaheserlerimizden biri olan Efes şehriydi. Efes’in görülmeye değer harika resimleri, meşhur bir Türk arkeolog sayesinde biz Los Angeles’li Türklerin ayaklarına geliyordu. Yabancıların ilgisini görmenizi isterdim. Elbette kıskanç bakışlarını da. Hemen arkasından New York büyükelçimiz ziyaret etti bizleri. USC okulunun konferans salonunda hem biz Türklerin, hem de yabancıların sorularını cevapladı, gelecekteki planlarını anlattı. Yabancıların sordukları soruların kültür, tarih, politika, sanat gibi geniş bir alanı kapladığını görünce gurur duydum ülkemle. Kısa olan Şubat ayı bitmemişti henüz. Önce UCLA Türk öğrencilerinin düzenlediği sinema gecesinde buluştuk, harika bir Türk filmi eşliğinde birbirimize merhaba deme şansı bulduk. Sonra Türk Müzik grubu twenty7 konser verdi. Onların Türkçe şarkılarına eşlik ederken coştuk. Tam Şubat ayı bitiyor derken, Araştırmacı Ahmet Önerbay aldı sahneyi; mükemmel bir “Türk Tarihi” seminerinde buluşturdu bizleri. Şanlı tarihimizi hatırlattı, gururlandırdı biz Türkleri.
Mart ayı da artık gelenekselleşmiş olan Türk buluşması ile başladı. Yine Santa Monica semtinde. İşte bu buluşmada artık birbirine yabancı bir topluluğun değil, bir ailenin buluştuğunu hissettim. Ne güzel dedim Los Angeles’taki ailemin üyelerine her ayın ilk perşembesi bir merhaba diyebilmek. Bir sonraki hafta UCLA’de iki Türk sanatçının konseri vardı; Cihat Aşkın ve Ayşe Taşpınar büyüledi sevenlerini.
O haftasonu harika bir olay daha vardı. LATAA Türk okulunun açılış buluşması. Türkçe’ye aç Türk çocuklarıyla buluşmak, onlarla güzel bir gün geçirmek harika bir duyguydu. Bir sonraki hafta TALL sahne aldı yine. Gazino gecesiyle eğlendirdi Tükleri. Hemen sonraki günler ise hüzünlüydü. Çanakkale şehitlerini unutmamıştı dünyanın bir ucundaki Türkler. Hem Los Angeles’ta, hem de Orange İlçesinde iki anma program vardı. Yaşlı gözlerle izledik verilen programı. Rahmetle andık şehitlerimizi. Mart ayını Türk İnşaat uzmanları toplantısı kapattı. Otuzu aşkın mühendis ve mimar hasret giderdi, birbiri ile projelerini paylaşdı.
Nisan ayını Türk müzik grubu twenty7 açtı; güzel Türkçe şarkılarını bu sefer meşhur mu meşhur House of Blues’tan paylaştı. Hemen arkasından da geleneksel Türk buluşması. Onlarca yepyeni yüz gürmek inanılmaz bir başarı hikayesiydi; demek ki emeklerimiz boşuna değildi. Nisan ayına damgasını vuran iki büyük buluşma oldu. Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı kutlamaları. İlk önce Los Angeles’ta, sonra Orange ilçesinde birararaya geldi beşyüz’ü aşkın Türk. Çocuklarımızın şarkılarını dinlerken, piyeslerini izlerken unuttum oniki bin kilometre ötede yaşadığımızı. Ne mutlu dedim böyle bir organizasyona katılabilmek, bu gururun bir parçası olabilmek. Bir sonraki gözlerimi yaşartan buluşmayı Türkler organize etmemişti. Yeni Zellanda ve Avustralya konsolosluklarının organize ettikleri Anzak gününde buluştu Türkler. Yabancı ülkelerin konsolosları biz Türklere övgüler yağdırırken, savaşın büyük kahramanlarından Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın o tarihi “bu topraklarda yatan herkes bizim evlatlarımız” sözlerini hatırlatılırken gururla baktı gözlerimiz. Ne büyük bir mutluluktu savaştığımız iki ülkenin bizden övgüyle söz etmesi, bizleri de anma törenlerine davet etmeleri. Nisan ayı henüz bitmedi. Önce güzel Türk kızı Sinem’in konserinde buluşacağız. Sonra UCLA Türk öğrencilerinin Türk filmi gösterisi var. Son gününde de büyük bir Türk grubu okyanusta kayakla gezintinin tadına bakacak. Pasifik okyanusunu Türkçe kahkahalarla, Türkçe nidalarla inletecek. Mayıs ayının her haftasonu da şimdiden doldu; ama onu bir sonraki yazımızda anlatalım. Küçük bir ip uçu: UCLA öğrencilerini dikkatli takip edin, çok güzel bir aktivite planlıyorlar Mayıs ayında.
Evet, Los Angeles’a bahar gelmişti. Ama açan çiçekler değil, Türklerin yüzlerindeki gülücüklerdi. Bu aktivitelerin gerçekleşmesinde görev alan, katılarak onlara destek veren, bizleri bu devasa Los Angeles şehrinde birbirine birer yabancı olmaktan çıkartıp bir aileye dönüştüren herkese çok ama çok teşekkürler. Eğer henüz hiçbir toplantımıza katılamadıysanız, en kısa zamanda sizleri görmekten çok mutlu olacağız.
Mahmut Ekenel / Los Angeles