DISNEY’DEN GİZEMLİ BİR CASUSLUK EVRENİ “SECRET INVASION”
Sinema Yazarı/Film Eleştirmeni Efe TEKSOY; aksiyon, macera ve dram türündeki “SECRET INVASION” dizisinin bilinmeyenlerini araştırıp, Filozof görüşleriyle yorumlayarak, Amerika’nın en çok okunan Los Angeles merkezli ilk Türkçe internet Gazetesi @alaturkaonline için yazdı.
BİR CASUS-GERİLİM HİKAYESİ
Aynı adlı Marvel Comics öyküsüne dayanan Disney + dizisi Secret Invasion, yönetmenliğini Ali Selim‘in üstlendiği Marvel Sinematik Evreni’nin 9. televizyon dizisi. Genel olarak izleyicilerden karışık eleştiriler alan yapım, çizgi roman evrenindeki tüm Dünya’yı etkileyen bir olayı konu alan orijinal hikayenin aksine, senaristler hikayenin kapsamını küçülttüler ve onu Nick Fury ve Talos‘un merkezinde yer aldığı bir casus gerilim mini dizisi haline getirdiler. Fakat bununla da kalmayıp, (alışılmış Marvel yapımlarından farklı olarak) güçlü sosyo-politik göndermeler ve siyasi referanslar veren bir yapım olarak sundular. Bu nedenle de yapım sıradan çocuk-genç düzeyindeki Marvel izleyici kitlesi yerine, daha çok yetişkin profilindeki bir izleyici grubunu hedef alıyor. Örneğin bu mini dizide; Soğuk Savaş, Küba Füze Krizi ya da G-20 Liderler Zirvesi gibi siyasi konulara dair referanslar bulunuyor. Bu da izleyiciyi zorlayan ve yoran bir profil ortaya çıkarıyor. Diyalog ağırlıkta olması ve fantastik- aksiyon sahnelerinin (diğer Marvel yapımlarıyla kıyaslandığında) azlığı, bu zorluğu daha da arttırıyor. Bununla birlikte Ali Selim ve ekibi, izleyiciye daha önce görülmemiş bir Marvel hikayesi sunuyor. Tıpkı siyasi ve polisiye macera romanlarının edebiyattaki önemli isimleri John Le Carre ve Tom Clancy’nin, casusluk literatürü ve istihbarat evreninin bir uzantısı niteliğinde bir hikaye.
Oyuncu kadrosunda; Samuel L. Jackson, Emilia Clarke, Olivia Colman, Don Cheadle, Kingsley Ben-Adir, Cobie Smulders, Killian Scott, Charlayne Woodard ve Christopher McDonald yer alıyor.
YENİ DÜNYA DÜZENSİZLİĞİ VE SUPER-SKRULLAR
Avengers gibi kahramanlara sahip olan insanoğlu, tam da hayatının en temel koşullarını etkileyebilecek denli güçlü olduğunu sandığı anda Skrull ırkıyla tanışır. Ve bu tanışma sayesinde aslında küçük bir gezegendeki sıradan bir türden farksız olmadığını kabul etmek zorunda kalırlar. Skrulların dünyayı ele geçirme ve bir dünyasız uygarlık yaratma ideallerine bakacak olursak, İngiliz yazar H. G. Wells’in, ‘’Dünyalar Savaşı’’ eserindekinden farklı bir işgal türü olduğunu görmekteyiz. III. Dünya Savaşı’nın nükleer bir felaketle sonuçlanacağını bilen Gravik, dünyadaki askeri güçleri çatışma içerisinde bırakıyor ve bu gücü de kontrol edebilmek için Süper-Skrull projesiyle karşımıza çıkıyor. Nietzsche’nin Übermensch yani ‘’Üstinsan’’ adlı felsefi kavramı gibi, burada da, hayvan mertebesiyle İnsanötesi mertebesi arasında kalmış bir varlık gibi insan mertebesinin aşılması gerektiği görüşü öne çıkıyor.
KAOTİK BİR DÜNYA
Böylece Nazi ırksal saflaştırmacılığının yankıları görülmekte. Ayrıca günümüzün en önemli düşünürleri ve filozofları arasında gelen Sloven filozof Slavoj Zizek’in, dünyadaki tekno-bilimsel ilerlemeler çerçevesinde yenilik dalgası üzerine öne sürdüğü “Teknolojik Cesur Yeni Dünya” ön görüsü de, dayatılmaya çalışılan biyo-genetik ve biyo-teknoloji gibi tekno-bilimsel ilerlemeler ve etik sınırlamalarla dünyayı yeniden şekillendiriyor. Topyekün tükenmenin yoğun olduğu uzaylılar tarafından ele geçirilmiş düzensiz ve kaotik bir dünya.
KARIZMATİK AJAN NICK FURY
Marvel Sinematik Evreni’nin (MCU) karizmatik karakteri ve SHIELD’ın etkileyici direktörü olan dahi casus Nick Fury, Disney+’ın Secret Invasion adlı mini TV-Serisi’nde, dünyayı dış tehditlerden korumak için canını ortaya koyarak tüm gücüyle savaşıyor. 1960’larda Jack Kirby ve yazar Stan Lee tarafından çizgi romanlarda yaratılan bu eksantrik kahraman, başlangıçta 2. Dünya Savaşı’nda ABD Ordusu biriminin lideri olarak tasvir edilmişti. Fakat daha sonra CIA ajanı olarak bir modern zamanlar casusu profili çizdi. Ardından casusluk birimi SHIELD‘in favori efsane ajanına dönüştürüldü. Infinity Formula adlı yaşlanmayı durduran özel bir ilaç sayesinde, bir asırdan fazla zamandır aktif çalışan bir ajan olarak çarpışma sahalarında yer aldı ve ülkesi düşmanlarla çarpıştı. Bu askeri kahraman, Oscar adayı efsane oyuncu Samuel L. Jackson’ın hayat vermesi sayesinde sinema tarihinin ikonik karakterlerinden ve Protagonistlerinden birisi olarak tarihin altın sayfalarındaki yerini şimdiden aldı. Live-action olarak Disney evreninde tanıştığımız Fury’nin, izlediğimiz dizi sayesinde hem ailesiyle tanışıyoruz hem de geçmişine dair belli ailevi sırları ve gizemleri öğreniyoruz. Bir nevi Nick Fury’nin orijin hikayesi de diyebilieceğimiz Secret ınvasion’da, bukalemun vari biçim değiştirebilen dünya dışı uzaylı ırk Skrull’ların intikam öyküsüne de tanık oluyoruz.
SKRULL DİRENİŞİNİN SEMBOLÜ G’IAH
Game of Thrones’da Daenerys Targaryen karakteriyle yıldızı parlayan Primetime Emmy Ödülü adayı ünlü İngiliz aktris Emilia Clarke’ın canlandırdığı G’iah karakteri, Skrull Direnişi’nin önemli bir ayağını oluşturuyor. Secret Invasion’daki en önemli ve kilit roldeki karakterlerden birisi olan bu dişi Skrull, çift taraflı ajan (köstebek) olmasının getirdiği gizem ve entrika sayesinde diziye farklı bir boyut katıyor. Hikayenin başında; Fury ve babası Talos’a olan inancını kaybeden G’iah’nın, Dünya’yı ele geçirmek ve hükmetmek üzere Gravik ve Skrull Direnişi‘nin hain planına ortak olduğunu görüyoruz. Ancak sonrada anlıyoruz ki, G’iah dünyayı kurtarma görevinde çok önemli bir misyon üstleniyor. Extremis adlı serum sayesinde Super-Skrull’a dönüşen bu Skrull, Marvel Sinematik Evreni’nin en güçlü ve en tehlikeli isimlerden birisi. G’iah karakteri; Fury’e Skrullar ile girdiği savaşta yardım ediyor ve direnişte büyük bir rol üstleniyor. Hikayenin alt metnine baktığımızda; Amerika’nın İlk Kadın Casusu Ajan 355’i andırıyor. George Washington‘ın Amerikan Devrimi’ni kazanmasına yardım ederek kilit bir üye olarak görev yapmış olan Ajan 355, sömürgecilerin İngiltere’den Bağımsızlık Savaşı‘nda galip gelmesinde çok önemli bir rol üstlenen vatanseverdi.
MI6’NIN GİZEMLİ DİREKTÖRÜ SONYA FALSWORTH
Nick Fury ile işbirliği yapan bir diğer önemli isim ise, MI6’nın direktörü Sonya Falsworth. Oscar ödüllü başarılı aktris Olivia Colman’ın canlandırdığı bu karakter, Skrull İsyanı’nında İngiltere‘nin ulusal güvenlik çıkarlarını korumak için ortaklık yapıyor ve bu yolda hareket ediyor. Aslında baktığımızda bu karakter, Britanya İç İstihbarat Servisi MI5’in ilk kadın (eski) Genel Direktörü; Stella Rimington’ı anımsatıyor ve istihbarat kariyerini andırıyor. Soğuk Savaş’tan IRA’ya, Küresel Terör’den en kritik mücadelelere kadar erkek egemen istihbarat dünyasında kadın olarak ayakta kalmaya çalışan Rimington gibi. Sonya Falswort karakteri de, Brogan’ın işkence sorgulamalarından, UN-1 Missile Crisis ve HMS Neptune’e kadar onlarca tehlikeli görev içerisinde yer alıyor.
GÜNLÜK HAYATTAKİ SKRULL’LAR
Günlük hayatta insan şekline bürünerek toplumda halkın arasına sızan Skrullların, aslında sıla hasreti ve ev özlemiyle hareket ettiklerini bu nedenle de bir tür arayış içerisinde olduklarını görüyoruz. Bunu yaparken de insan suretinde ve görünümünde istedikleri gibi hareket etme özgürlüğü kazanıyorlar. Bu özgürlük sosyolojik bakımdan ele alındığında farklı sonuçlar doğuruyor. Yirminci yüzyılın en etkili Amerikan sosyoloğu olarak kabul edilen Erving Goffman, Amerikan Sosyoloji Derneği‘nin 73. Başkanıydı. Toplumsal etkileşim üzerine ortaya koyduğu kavramlarla sosyoloji dünyasına önemli katkılarda bulunmuştur. ‘’Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu’’ adlı kitabı, Uluslararası Sosyoloji Derneği
tarafından sosyoloji alanında 20. yüzyıl boyunca yazılmış en önemli 10. kitap olarak takdim edilir ve Amerikan Sosyoloji Derneği‘nin MacIver ödülünü almıştır. Kitap, insanların gündelik hayatta pek çok performans sergilediğini ve etkili izlenim bırakmak için çeşitli maskeler takındığımızı belirtir. Goffman; “Düşüncelerinden emin olan, konumuyla gurur duyan veya görevini yerine getirme kaygısı taşıyan herkes trajik bir maske takar.” diyerek, aslında kişinin kendisi olması için maskeyi görevlendirdiğini ve insanın tüm kibrini ona aktardığını belirtir. Tıpkı insan şekline bürünen Skrull’ların uyguladıkları gibi.
İyi Seyirler Dilerim
EFE TEKSOY
KAYNAKÇA
Erving Goffman, Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu, çev. Barış Cezar, İstanbul: Metis yayınları, 2020