Basketbolcularımızın 18 sayı öne geçtikleri İtalya maçını kaybettikten sonra, bu kadar kötü ve yeni kurulmuş 23 yaş ortalamalı tecrübesiz Hollanda’ya yenilen futbolcularımız, bize Milli felaket haftası yaşattılar.
Abdullah Avcı’yı Milli Takıma layık görenlerden, hatta Hiddink öncesi bile dile getirenlerden biriydim. Ancak dün akşam herkes gibi ben de tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Hayal kırıklığım sahaya çıkan onbir ile sınırlı değil.
İyi antrenör, sahada oynanan oyuna çok kısa sürede doğru reaksiyon gösteren, oyunu çabuk okuyup hızlı müdahale eden antrenördür. Abdullah Hoca’nın iyi antrenörlüğünden şüphem yok ancak dün akşam son derece formsuz bir hocamız vardı. Oyuncu tercihleri, sistem, oyuna mücadele ve oyun sonrası verilen demeçlerin tamamında sınıfta kaldı. İsterseniz hocamızın sınıfta kalmasına sebep olan tercihlerini tartışalım.
Oyuncu Tercihleri;
Roben’in karşısında, kime sorsanız, oynaması gereken oyuncunun Gökhan Gönül olduğu aşikar. Yanlış tercih yapan Abdullah Hoca’nın özellikle maçın 10. dakikasından sonra adeta Hamit’i futboldan soğuturcasına rezil eden Roben’e karşı yanlışından 90 dakika dönmemesini hayretle izledim. Hasan Ali Kaldırım’ın formsuzluğuna katlanmasını hayretle izledim. Emre’nin tel tel dökülmesini izlemesini hayretle izledim. Selçuk, Burak, Nuri gibi oyuncuların dışarda olup Tunay’ın 85 dakika sahada kalmasını hayretle izledim.
Sistem Tercihi;
Abdullah Hoca’nın İstanbulspor’da büyük takımlara karşı bariz üstünlüğü vardı. O tecrübesini Milli Takım’da kullanmaması hepimizi üzdü. Önde basan rakibe defansta rahat top yaptırmama anlayışı vardı. Bu anlayışa itirazım yok ama bunu Umut’la yapmak normal olsa da Umut’un yanında Arda’yı kullanmak tam bir futbol katliamı idi. Bu kadar kreatif ve arayan bir oyuncunun yüksek pres ile yorulması son vuruş ve paslarda yorgun düşmesine ve etkili olamamasına sebep oldu. Almanya’da Mesut bu anlayışla olsa acaba hangi yeteneğini gösterebilir. Arda’yı hücumsal anlamda etkisiz kılmanın zaten başka yolu yok. Özellikle ilk 25 dakika dört tane net defans arkası kaçma fırsatı yakalamışken Arda’nın o pozisyonuna alışık olmaması fırsatların kaçmasına sebep oldu. Orta göbekte oynayan iki oyuncunun ön libero gibi oynaması oyun kurma adına orta sahasız oynamamıza sebep oluyor. Abdullah Hoca ile sekiz maç yaptık. Alan savunmasını beceremediğimiz aşikar. Attığımız ilk iki kornerde tehlike oluşturduğumuz zaman rakip takım alan savunmasından vazgeçip hemen adam savunmasına geçti. Ancak bir türlü biz bunu düşünemedik. Her zaman söylüyorum. Duran toplarda alan savunması yapılabilir ancak özellikle hava toplarında etkili olan stoper ve forvetlere ekstradan muhakkak adam savunması yapılması gerekiyor.
Oyuna Müdahale;
Hamit’in durumu 25.dakika ortaya çıkmışken hiçbir müdahale yapmadı. Tunay’ın ne yaptığı belli olmayan ve sürekli geri oynayan anlayışına 85 dakika seyirci kaldı. Orta sahada Emre’ye yanında Mehmet Topal’ın öldüğü dolayısıyla hücum bölgesine destek olması gerektiği uyarısı yapılmadı. Yapılmadıysa bunu uygulamayan Emre’ye 60 dakika sabretti. Arda’yı hücum bölgesinde yıpratıp Burak oyuna girene kadar verimli olmasına engel oldu. Hocamızın Selçuk saplantısını anlamakta zorluk çekiyorum. Hocamızın taktiksel tercih açıklaması kamuoyunu tetmin etmedi. Bu bana Ersun Yanal’ın Hakan Şükür’e karşı kamuoyunu bir türlü tatmin etmeyen taktiksel açıklamasını hatırlattı. Bu Ersun Yanal’ı bitirmişti. Umarım Abdullah Hocayı Selçuk bitirmez.
Oyun Sonrası Açıklama;
Oyun sonrası Abdullah Avcı’nın açıklamaları da kimseyi tatmin etmedi. Yenildik ama ezilmedik açıklamalarını hatırlatan felsefe geri dönmüş. Maçtan sonra bile hatalarının ya farkında değil veya itiraf etme cesareti gösterememiş. Umarım cesaretsizliktir. Eğer farkında olmamazlık var ise çok daha vahim. Abdullah Avcı ve ekibinin derslerine iyi çalışmadığı ve formsuz oldukları aşikar.
Önümüzde Estonya maçı var. Estonya’nın El Salvador ile oynadığı hazırlık maçını Milli Takım adına seyredip rapor hazırladım.
Hazırladığım raporu Türkiye’de milli takım yardımcı antrönörüne teslim ettim. Abdullah Avcı’nın benimle görüşmeyip yardımcısı ile görüştürmesi, yardımcısının da tabiri caizse beş dakika içerisinde çay kahve bile söylemeden raporu alıp beni kapı dışarı etmesi umarım beni ciddiye almadıklarındandır. Ama eğer Estonya’yı ciddiye almıyorlar ise durum vahim.
PROGRAM PROGRAM GEZİP MEDYANIN DESTEĞİNİ ALMAYA ÇALIŞMAK YERİNE DERSİNİZE İYİ ÇALIŞIN ABDULLAH HOCAM.
Ercan Özdemir / Los Angeles