Eğer – resmen zındık ve mülhid ilan edilmediği ve bu sebeple hüküm giymediği için- Şeyh Bedreddin’i saymazsak, Osmanlı ilmiye geleneği içinde 15. yüzyılda resmen zındıklık ve mülhidlik ile suçlanarak idam edilen ilk şahsiyet, Molla Lûtfî’dir.
En son ellişer akçe yevmiye ile Medrese-i Sâbi’de ve sonra Medrese-i Sâmim’de müderrislik yapan Molla Lûtfî’nin bir ders esnasında namaz için, “kuru kıyam ve inhinadır (EĞİLMEDİR), andan fâyide yokdur” dediği iddia edilmiştir.
Büyük âlimin hazin akıbeti halk tarafından büyük zulüm ve haksızlık olarak değerlendirilmiş ve onun zındık ve mülhid olduğuna asla inamlmamıştır.
O kadar ki, celladın tek bir kılıç darbesiyle yere düşen başının, sürekli olarak kelime-i şahadet getirdiğine dair rivayetler alıp yürümüştür.
Ahmet Yaşar Ocak, 1998.
(Metis Yayınları Ajanda 2010. s. 35)
(G. T. 6.4.2010)
X
Bu konuda geniş bilgi edinmek isteyenler Tarih Vakfı Yurt yayınları arasında yayınlanan “OSMANLI TOPLUMUNDA ZINDIKLAR VE MÜLHİDLER (15-17.YÜZYILLAR) ADLI KİTABINA BAKABİLİRLER.
Kitabın arka sayfasında yazılanlar:
Osmanlının 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar ki üç yüz yıllık siyasal ve toplumsal düzenine, bu düzenin arkasındaki resmi ideolojiye karşı, bazen kişisel bazen kitlesel çıkışlar görülmüştü. “Zındıklık ve mülhidlik”, bugünün Türkçesiyle “sapkınlık ve dinsizlik” hareketleri, yani “dairenin dışına çıkanlar” genellikle idamla cezalandırılmıştı.
Şeyh Bedreddîn, Molla Lûtfî, Nadajlı Sarı Abdurrahman, Lâri Mehmed Efendi, Oğlan Şeyh İsmail-i Mâşûkî, İbrahim-i Gülşenî gibi kişilerin resmi ideolojiye muhalefetinin sebebi neydi? Bu hareketlerin mahiyeti neydi? Toplumun hangi kesimlerinde yankı buluyordu?
Ahmet Yaşar Ocak bu önemli eserinde işte bu soruların cevabını araştırıyor.
EKONOMİK VE TOPLUMSAL TARİH VAKFI TARİH VAKFI YURT YAYINLARI
Hayri Balta
alaturkaonline.com