Sinsi Plan?! Hayrullah Mahmud yazdı. Bahçeli’nin iddia ettiği gibi ortada bir “sinsi proje” var ise soru şu:

Sinsi Plan?!

“Kainatta belirsiz olan, bulanık olan, ortada olan hiçbir şey yoktur.”
Isaac Newton

Bahçeli’nin iddia ettiği gibi ortada bir “sinsi proje” var ise soru şu:

3 Kasım 2002 sandığı bağlamında “sinsi proje” neydi?!

Gül’ün Çankaya’ya çıkartılma süreç’inde oynanan oyun ve/veya 2007’deki “sinsi plan” nedir?!

16 Nisan referandum sandığı’ndaki sinsilik nerededir, kimdedir?!

24 Haziran sandığı kapsamında, Türk Milleti’ni bekleyen tehlikeler nelerdir?!

NEO ERBAKAN

Nitekim…

Bu nasıl bir Atatürkçü kalkışmadır ki, CHP ortaya Cumhurbaşkanı adayı olarak Atatürkçü bir isim koyamıyor?!

Ekmeleddin İhsanoğlu tercihi, bazıları için ufuk çizgisi’nin nerede başlayıp bittiğine dair fikir vermek için yeterli olur sanırım.

Bahçeli, BOP’taki ‘sinsi rol’üne izahat getirmeden, attığı her tivit, yaptığı her açıklama, ip’teki cambaz gösterisine hizmet’ten öteye geçemez.

MHP -genel başkanı- üzerinden, Erdoğan’dan sonra, Gül’ü de kilitlemesi, hareket edemez hale getirmesi, Türkiye’yi nasıl bir yol’a sürüklüyor?!

MHP’nin “genel başkanı” Bahçeli’yi, “Meteo: 28 Şubat” kapsamında, Cemil Çiçek, Melih Gökçek ekip’inin bir parçası, uzantısı olarak okumak mümkün!

Kaldı ki, Gül’ün SP lideri Karamollaoğlu ile yanyana poz vermesi, Ak Parti içine bir mesaj!
Ne var ki, laik, ulusalcı kesim için satın alınması çok güç bir kare!

“Erbakan vücud dili” içinde dolaşan “Erdoğan realitesi” orta yerde dururken, SP üzerinden siyaset sahnesine sürülecek ikinci bir Erbakan’a ihtiyaç var mı?!

Erdoğan’a “Erbakan operasyonu” yapılıyor ise cevap’ını arayan bir başka soru:

Gül, Erdoğan’ı tasfiye etmek için toplanan yapı’nın bir parçası olmak ister mi?!

GÜL’ÜN MESAJ’I

Ki…

Bu soru’nun cevabını, Bülent Arınç’ın dünkü açıklaması üzerinden okumak mümkün.
“Ben AK Partiliyim partimden de memnunum. Bazı partililerin yaptıkları bizleri üzse de AK Parti’den başka partiye başımı çevirmem. Ben AK Parti’ye zarar verecek hiçbir hareketin içerisinde olmam. Milli Görüş içerisinden gelen biriyim. Bizim görgümüz davamıza sahip çıkmamızı öğretti!”

Yani?!

Arınç’ın bu sözlerine “Gül’ün mesaj’ı diye bakılabilir.

Bülent Arınç zaman zaman Erdoğan’la “siyaseten” ters düşmüş olsa da, Gül’le aralarından su sızmaz!

Gökçek’e (Çiçek) mesafelidir.

Fehmi Koru’nun, Gül’ün adaylığı kapsamında kaleme aldığı bugünkü yazısını da, bir ihtimal’in sonlandırılması, Gül’den Çiçek’e dönüş diye okumak mümkün.

Davutoğlu, Gökçek, Çiçek, Koru.

Nüans?!

Bahçeli, 24 Haziran sandığı çerçevesi’nde, Erdoğan’ı “Neo Saddam” ve/veya “Tiran” üniforması üzerinden robot’laştırmak istiyor.

“İran’la savaş” sözü kapsamında, “kurşun asker”!

KÜRESEL MAŞA

Soru:

Atatürk Türkiyesi’nin aydınları, TSK’nın kumandanları “terörist” diye içeri toplanırken, Türk’lük ayaklar altına alınırken, Çankaya’daki Gül’e yek kelime etmeyen Bahçeli, 24 Haziran sandığı bağlamında neden ateş’li konuşmalar yapıp, Gül’ü yerden yere vuruyor?!
Amaç, Erdoğan’ın önünü açıp Gül’ün yol’unu kesmek mi yoksa, Erdoğan ve Gül’ü kafa kafaya tokuşturup, Çiçek için uygun ortamı hazırlamak mı?!

Amaç, Türkiye’nin içini karıştırmak ise 3 Kasım’dan bu yana Bahçeli’nin yaptığı, FETÖ’nünkinden farklı değil!

Küresel sermaye’yi, ulus devlet’leri hırpalayan, kökünden sallayan büyük bir hortum ya da tsunami dalgasına benzetmek mümkün!

Ne var ki, BOP gibi karanlık bir senaryo’da, adı Türk olan milliyetçi bir parti’nin baş’ında, Türk’lüğü de Milliyetçilik’i de tartışmalı bir isim var.

Ramiz Ongun’un olduğu yerde Bahçeli olmaz, Bahçeli’nin olduğu yerde Ramiz Ongun olmaz ise küresel sermaye’nin maşası Bahçeli üzerinden çevrilen “Fırıldak / Topaç” ortada!

KAN AKITMAK

Zira…

Olaylı Fenerbahçe / Beşiktaş maçı da mevcut akış’ın bir parçası!

“Kan akmadı” vb lakırdılar üzerinden cinayet’e davetiye çıkartan fanatik üslup’un anlaması gereken basit nokta, “Güvenlik olmadan maç da olmaz, siyaset de, ticaret de, seyahat de!”

Devlet Bahçeli üslup’unda konuşan Aziz Yıldırım da, aynı zincir’in halkası!

Sportif rekabet, eksenler arasındaki ‘bilek güreşi’nin bir parçası olmuş ise İsrail / İran makas’ı, tüm eyyamcı atışmaların üstünde.

Kaldı ki, futbol’da “kazanmak” her şey ise yuvarlak top üzerinden birileri kazanırken, ülke’nin ne hale getirildiği sır değil.

Terim vb.

Yüzde 80’i yabancı olan takım’larda kazansan da kaybetsen de yek kazanan BOP’çular değil mi?!

Her Atatürk rozeti takan Atatürkçü olmuş olsaydı, Türkiye’den Türk’lük, Atatürk tasfiye aşamasına gel-e-mezdi.

Yani?!

Türkiye’de eksen Batı’dan Doğu’ya kayıyorken, erkete’de kimlerin olduğu A’dan Z’ye ortada.
Eksen kaymakta, gemi de su almakta ise cazgırlık yaparak İsrail / İran makas’ından kurtulmak mümkün değil!

Faruk Yalçın’ın neden öldü?!

3 Kasım 2002 çerçevesinde, Ak Parti’yi devlet’in damına çıkartan kadro, Erdoğan’ı indirmek için “ortak operasyon” yapıyor.

Ne var ki, Erdoğan’ı indireceğiz derken, Türkiye renkli demokrasi kalkışmasından mülhem iç savaş, kaos ortamına sürüklenebilir!

Avrupa’dan gelen uyarı, ‘sıcak yaz’ın işaret fişeği gibi!

“Seçim kanununun seçim kararından sadece bir ay önce değiştirilmiş olması, OHAL uygulamasına devam edilmesi, seçimlerin güvenliği ve saydamlığı konusundaki şüpheler ve tartışmalı mühürsüz oy pusulası kararının, seçimlerin demokratik bir ortamda düzenlenemeyeceğini’ gösteriyor.”

ZAR TUTMAK

Ve…

Son olarak…

Gördüklerinin yarısına, duyduklarının hiçbirine.

Basit soru:

Madem Erdoğan’ı indirecektiniz, neden karşısına Ekmeleddin İhsanoğlu, Selahattin Demirtaş gibi ciddiyet’le bağdaşmayan aday’lar çıkarttınız?!

Amaç Erdoğan ise 16 Nisan referandum sandığını protesto etmek varken, vatandaş’ı sandığa götürüp niye sonuç’a yani federasyon anayasası’na yani büyük barzan devleti’ne giden süreç’e meşruiyet kazandırdınız?!

Anayasa Mahkemesi’ne gidip referandum’u iptal ettirmeyen Kılıçdaroğlu’nun da her şeyi Bahçeli’ninki gibi sorgulanır!

Neticede, Kemal ama Dersim Kemal.

Hasılı:
Vatan’a ihanet cezasız kalmaz!

Türkiye’de eksen kaydı, Avrup’da güvenlik, küre’de huzur kalmadı.

Neo II. Dünya Savaşı.

Ezcümle:

BOP’un final’inde ‘evren’in merkezi’ Türkiye!

Evren’le, Bahçeli gibi ‘küresel sermaye’nin emir er’leri üzerinden kumar oynayanlar da, oynatanlar da “hevenk” yani aynı ip’e dizili.

Einstein’ın deyişiyle, “Tanrı, Evren’le kumar oynanmasına izin vermez” ise 7 – 7’lik  zar’ların atıldığı “final sahnesi” ortada:

Nokta

25 Nisan 2018
Hayrullah Mahmud