61.8 F
Los Angeles
10 Haziran 2023
AnasayfaRöportajTamer Karadağlı'yla Eni̇ne Boyuna...

Tamer Karadağlı’yla Eni̇ne Boyuna…

FRANSIZ DEVRİMİ’NDE GİYOTİNDE GİDEN KAFALAR SOYKIRIM DEĞİL Mİ?

MOTOSİKLET KULLANMAK BİR BAŞKALDIRIDIR!

Geçtiğimiz günlerde Tamer Karadağlı’yı aradım. Daha önce çok kez aynı ortamda karşılaşmamıza rağmen şöyle oturup enine-boyuna hiç konuşamamıştık. Hazır İstanbul’dayım, hemen görüşelim istedim.

“İki gün içinde buluşabilir miyiz?” dedim, “Son dakika golü atıyorsun ama bugün akşamüstü Maslak’da Harley-Davidson Showroom’unda buluşabiliriz.” dedi. Kaçırır mıyım? Hemen yola koyuldum…

Eskiden daha çok biyografik röportajlar hazırlardım, şimdi ise bu insanların kendileri dışında da söyleyecekleri çok şey olduğunu düşünüyorum… Tamer Karadağlı’yla da Fransa’nın son zamanlardaki tutumundan ve Harley-Davidson tutkusundan konuştuk…

Haydi iyi okumalar…

Her sanatçının toplumsal meselelerde milletin sözcüsü olması gerektiğini düşünürüm. Kitlesi olan insanlarsınız ve bazı konularda tavrınızı ortaya koymalısınız… Mesela Fransa’nın Türklere, daha doğrusu Müslümanlara karşı sergilediği tutum için ne düşünüyorsunuz?

Açıkçası bu konuda biraz sertim. Belki yurtdışında yaşamış olmamın getirdiği etkide olabilir. Bana göre de Fransızların Cezayir’de yaptığı soykırımdır ve bunu da bizim tanımamız gerektiğine inanıyorum. (Vurgulu bir ses tonuyla.) Sonuna kadar inanıyorum hem de. Ve tarihte geçen şeyleri siyasete alet etmenin çok yararı olmadığını düşünüyorum. Zaten Fransa’nın Türkiye’ye karşı hep bir üsten bakan tavrı olduğunu düşünmüşümdür. Hala düşünüyorum ve düşünmeye de devam edeceğim. Tarihi tarihçilere bırakmak gerektiğine inananlardanım.

Yurtdışında yaşadığınız süreçte ya da ara ara çıktığınız seyahatlerde Türk olduğunuz için ya da (inancınızı bilmiyorum ama) Müslüman olduğunuz için herhangi bir yaftalanmayla karşılaştınız mı?

Tabi ki karşılaşıyorum ve sonuna kadar savaşıyorum.

Yaşadıklarınıza örnek vermek gerekirse…

Bir sürü şey yaşadım. Mesela; Houston’da bir tura katılmıştık, Nasa’yı gezerken benim Türk olduğumu öğrenen Macar bir adam “ben sizi affettim ama karım sizi affetmiyor, Sultan Süleyman zamanında geldiniz katlettiniz bizi” dedi. Bende orada onunla tartışmaya başladım. “Bunu sana kim söyledi?” diye sordum. “Bizim tarihimiz böyle yazıyor.” dedi. “O senin tarihin, benim tarihim böyle yazmıyor.” dedim.

Çok sık oluyor mu bu tür yaklaşımlar?

Zaman zaman oluyor. Niye çekineyim ki, herkes kendi kapısının önünü temizlesin. Bize insanlık dersi verecek olanlar önce kendi tarihlerine baksın.  Fransız Devrimi’nde kaç kafa giyotinde gitti saydılar mı acaba? Bu soykırım olmuyor mu?

Oluyor ama onlar diğer ülkeleri yaftalamaya bayılıyor…

O onların problemi. Bende onlara baktığım zaman soykırımın Allah’ını görüyorum.

Fransa diğer ülkelere bu yakıştırmaları yaptığında dünya çalkalanıyor. Ama biz bu tür gerçekleri ortaya çıkardığımızda bizimki hiç dillenmiyor…

Zamanla bizimki de dillenir… Belki her zaman sözümüz geçiyordu ama şimdi daha çok sesimizi duyurmaya başladık. Hiçbir şey bir gün içinde olmuyor. Onunda zamanı var.

Herkes sizin gibi değil ki, bazıları “ben buyum” demeye utanıyor…

Çok doğru, yıllarca yurtdışına çıktığımızda “ay Türk olduğumuzu çok söylemesek mi acaba”, “Müslümanım demeyelim”, “o tip tartışmalara girmeyelim” gibi bir tavrın içindeydik. Yurtdışına gittiğimde eğer böyle bir tartışmanın içine girersem sonuna kadar fikrimi savunurum. Ve de hiçbir şekilde ne Türk ne de Müslüman olduğum için utanmam. Biz böyleyiz, ben böyleyim… Kabul eden eder, etmeyen kendi bilir… Beni hiç ilgilendirmez başkasının ne düşündüğü.

Neyse bu gergin konudan uzaklaşalım birazda sizden bahsedelim. Farklı bir duruşunuz var…

Öyle mi?

Dışarıdan bakıldığında bunu görüyoruz açıkçası… Mesela motosiklet merakınız var…

Benim motosiklet merakım yok.

Neden buradayız?

Benim Harley-Davidson tutkum var. Başka bir motosiklete binmem.

Nasıl oluştu bu tutku?

Sanırım yıllar önce seyrettiğim “Easy Rider” filminden. Çok küçüktüm o zaman. Peter Fonda, Jack Nicholson, Dennis Hopper oynuyordu ve 1969 yılında Cannes’ta en iyi film ödülünü almıştı.

Bir filmin içindeki objenin tutkuya dönüşmesi enteresan…

Harley ve diğerleridir bana göre…

Neden diğerleri değil de Harley-Davidson?

Bir kere yaşam tarzı. Geçmişi farklı. 110 yıldır var olan bir motosiklet. Diğer tüm markalar Harley’i görünce motosiklet yapmaya karar vermiş.

Bu markaya bağlılığınız gözlerinizdeki ışıltıdan belli ama yeniliklere açık mısınız?

110 yıllık ve dünyanın en büyük 63. markası. Açıkçası Harley’le diğer markaları yan yana getirmek çok doğru değil. Tabii ki diğer markaları küçümsemiyorum ama bu benim tarzım. Çünkü ben daha tutucuyum. Diğer markalarda bir şeyler yapmak için çaba gösteriyorlar ama bi 110 yıl bekleyeceğiz onları.

Harley, hız demek midir?

Alakası yok. Ağır ağır gidilir ve motorunun sesi resital gibidir. Bizim derdimiz hızlı gitmek değildir. Yavaş gidip etrafın keyfini çıkarmaktır.

Sanırım kafile şeklinde turlar yapılıyor…

Evet, arada katıldığım oluyor. Çok kalabalık gruplara katılmayı sevmiyorum. Ama HOG (Harley Owners Group) diye bir dernek var. Dünya’nın en büyük derneklerinden biri, yüz binlerce üyesi var. Her ülke kendi HOG’larıyla çeşitli geziler düzenler. Dünyanın her yerinde yapılır bu geziler ve çok keyiflidir.

Katılır mısınız bu gezilere?

Daha çok kendi arkadaşlarımla tura çıkarım. Geçen sene arkadaşım Mimar Ali Çakırkaya ile İstanbul’dan Çeşme’ye doğru yola çıktık. Önce Çeşme’ye gittik, sonra hadi Antalya’ya gidelim dedik. Hop döndük Antalya’ya devam ettik.

Ohh…

Canımız nereyi isterse oraya gitme özgürlüğümüz var.  Aslında nereye gittiğinizin bir önemi yok, önemli olan o yolu yapmaktır. Harley’lerin en güzel tarafı bu. Motosikletin üstüne bindiğiniz anda zaten oyunculuk, rol, sinema, seslendirme bir kenara bırakılıyor ve o anda motorla ilgileniyorsunuz. Bir iki gün her şeyden uzaklaşıp kafanızı boşaltabiliyorsanız ne ala. Ve herkese de öneriyorum.

Zengin hobisi midir?

Yo, hayır. Hiç değil. Bakın şurada yazıyor. Ayda 386 liraya güzel bir Harley-Davidson sahibi olabilirsiniz. Bunalıyorsanız, hayat size ağır gelmeye başlıyorsa doktora gideceğinize motora binin.

Güzel bir şey…

Baya. Motosiklet kullanmak bir başkaldırır. Hiç kullandın mı motosiklet?

Hayır, cesaretim olmadı. Hâkim olamamaktan korktum.

Hayat gibi yani… Hayattan korkuyor musun? Hayata hâkim olamam diye düşünüyor musun?

Bazen. Belki de yaşla ilgilidir, daha gencim hatta veledim…

Hep diyorlar ya “ama tehlikeli değil mi?” Evet, hayat kadar riskli bir şey. Hayatımızın da bir garantisi yok. Sen şuanda gazetecilik yapıyorsun, yarın yapacağının garantisi var mı?

Yok elbette. Herhangi bir risk atlattınız mı?

Küçük kazalar yaptım tabi ki.

O anı yaşadığınızda bu tutkunuz için pişmanlık duyduğunuz olmadı mı?

Ben hayatım da hiç bir şey için pişmanlık duymadım. Dikiz aynasına bakarak hayatıma devam etmem.

Hep aynı şeyi söylerler…

Yaşadıklarım beni bugüne getiren şeylerdir. Pişmanlık duymak çok ayıp bir şey.

Ya pişmanım diyenler…

Ne demek pişmanım! Hayatta bir seçim yapıyorsun ve o seçimin peşinden gidiyorsun. Seçimlerinden pişman olan bir insan, kendinden pişman olur. Ben kendimden hiçbir zaman pişman olmadım. Kaza mı yaptım? Olabilir, hayat devam ediyor. Allah büyük kaza yaşatmasın. Sadece motorla değil. Arabayla da kaza yaptım. Çarptılar, çarptım, direği görmedim sürttüm. Hayatta da tökezleriz. Dizlerimizin üstüne çökeriz, şahlanırız, koşarız.

Televizyon işi yapıyorsunuz, tanınan birisiniz, kitleniz var. Sanki bazı şeylerin “tarz yaratmak” için yapıldığına inanılıyor… “Diğerlerinden farklı bir duruşum var”ı göstermek için…

Dediğin gibi zaten halka mal olmuş ve tanınan bir insansan herkesin seninle ilgili bir fikri vardır. Bütün bu fikirleri de değerlendirme durumunda değilim. Benim hayat tarzımda zaten çok eksantrik falan değil.

Biraz marjinallik yok mu?

Hindistan’a gidip de yoga yapayım, arınayım… Bir ada satın alayım orada sadece baykuşlarla oturayım gibi tuhaf bir hayatım yok. Fikirlerim var, işimi hakkıyla yapmaya çalışıyorum. Boş kaldığım zamanlarımda da motosiklete biniyorum. Bundan daha düz bir hayat olamaz. Harley tutkumu kastediyorsan, zaten onun önemi budur. Yani Amerikan Motor Kültürü’nün… Kimin ne söylediğini takmamaktır.

Hakikaten motosiklet sizde vazgeçilmez olmuş. Ulaşım aracı olmasına rağmen sanki siz sadece motosiklete binmek için bir yere gidiyormuşsunuz gibi…

Evet, keyfi o zaten.

Siyah deri ceketleri giyip, yaz günü olsa da çizmeyle gezmek… Bu da işin adabı mı?

Yo istersen kot ceket giy. Kumaşta giyen var. Ama ben deri giyiyorum. B:azı insanlarda parmak arası terlikle dolaşıyor.

Harley’e binmiyordur heralde…

Harley’e binen adam parmak arası terlik giymez diyorsan da, o da bi bakış açısı. Ben hiç böyle düşünmemiştim. Bunu sen söyledin şimdi.

Yaz günü çizme zor olmuyor mu?

Çizmeler zaten ayağını sadece kardan korusun diye değildir. Sıcaktan koruması içinde çizme giyilir. Yoksa 60 derece sıcakta Teksas’ta kovboylar niye çizme giyiyor, cahil oldukları için mi?

Türk toplumu olarak alışmadık, bilmiyoruz diyelim…

Öyle tabi.

Sohbete burada ara verip, başladık showroom’u gezmeye. O gün arabayla gelmiş ama kendisinde de olan modelden bir Harley’in yanına gittik. Sergilenen motorlar çalıştırılabiliyor, tester misali. Ya da biz ünlü olma kontenjanından faydalanıyoruz, ayırt edemedim.

Tamer Karadağlı dev gibi bir motosiklete bindi ve çalıştırdı motoru… Resital gibi demişti ya motorun sesine, onu bana ispatlarcasına yükleniyor gaza.

Hakikaten kulağa dolu dolu gelen bir ses, belki de konuşmamızdan fazlaca etkilendiğim için bana da sempatik görünmeye başladı motorlar…

Sonra gittik küçük bir modelin yanına, “bin” dedi bana… Başta tereddüt ettim ama dayanamadım. Meğer ne keyifli bir şeymiş.

“Ne hissediyorsun?” dedi.

“Hâkim olmak duygusu muhteşem.” dedim.

“Sonunda, bende de tutkuya dönüşürse bu motor sevdası, kapınızı çalar Harley’lerinizden birini ödünç alırım” dedim…

“Seve seve” dedi.

Bir an aklıma Ali Ağaoğlu’nun “arabalarımı kullanmak için istediniz de vermedim mi?” lafı geldi.

Neyse,

Çaylarımız tazelendi ve başladık biraz camiadan konuşmaya, orası da bizim aramızda…

RÖPORTAJ

Oğuzhan TORACI
Alaturka E-Gazetesi Türkiye Yayın Koordinatörü

Oğuzhan Toracı
Oğuzhan Toracıhttps://www.AlaturkaOnline.com
Alaturka Online Türkiye Yayın Koordinatorü

ALATURKA AİLESİ ÜYELERİ NE DİYOR?

Sosyal Medyada Bizi Takip Edin

182,524BeğenenlerBeğen
16,115TakipçilerTakip Et
3,522TakipçilerTakip Et
7,676TakipçilerTakip Et
32,700AboneAbone Ol

Kaçırmayın